Destan
Galatasaray Şampiyonlar Ligi'nde bu sezon evinde ilk maça çıktı. Tribün atmosferi ve desteği beklenildiği gibi mükemmel. Sanki saha dışında değiller... Sahanın içinde onlar da bir oyuncu gibi oynuyorlar, koşuyorlar, kademeye gidiyorlar, kafa topuna çıkıyorlar ve mücadele ediyorlar. Böyle bir destek ile sarı-kırmızılılar oyuna çok iştahlı ve agresif başladı. Barış Alper Yılmaz'ın kaçırdığı gol, takımın gol atma inancını daha da pekiştirdi. Nitekim arkasından Osimhen'in penaltı golü geldi. İlk yarı çok doğru bir plan vardı. Top Liverpool'da iken sahanın 4'te 3 bölümünde yerleşip pozisyon alarak beklediler. Liverpool önde baskı yapma tuzağına çekmek istedi.
Ancak Galatasaray'ın bu tuzağa düşmemesi doğru bir tercihti ve çok akılcıydı. Bir de takım halinde kompakt, simetri savunma anlayışı ve topa karşı duruşları çok başarılı idi. Takım savunmasının doğru olması, sarı kırmızılıların hücum planlarının baş mimarı idi. Çünkü bu kazanılan toplarla tüm geçiş hücumları Barış, Yunus ve Osimhen gibi hızlı oyuncular üzerinden planlandı ve çok da etkili oldu. Osimhen'in ikinci yarıda kaçırdığı pozisyon gol olsaydı fişi de büyük olasılıkla erken çekmiştik. Tüm oyuncular sınırlarını ve limitlerini sonuna kadar zorladı. Galatasaray insan üstü bir mücadele ortaya koyarak hak ettikleri bir 3 puanla Avrupa'da yeni bir destan daha yazdı. Bu galibiyet ve performans gelecek maçlar için referans aldığımızda büyük olasılıkla ilk 24 tamam. Ama ilk 8'de yer alması işten bile değil.