Beşiktaş; erteleme metaforunu sindiremeden deplasmanda Konyaspor Süper Lig maçının Şampiyonlar Ligi maçının gölgesinde bırakılması tartışmasının içine düştü. "20.00 yerine 18.00'de oynansakime ne zararı olurdu?" sorusuna cevap ararken Beşiktaş bu kararın neresinde anlamak mümkün değil. Asıl tehlike şu: Taraftar sahada güçlü oyun, saha dışı da güçlü temsil ve hak aramayı görmezse takımının sıradanlaşmaya başladığını, reflekslerinin yavaşladığını düşünmeye başlar. Anadolu takımına benzemesi de benzetilmesi de kabul edilecek bir durum değildir. Konyaspor maçında erteleme kaynaklı eksikler vardı. Bunlara Mert'i kesip Ersin'i oynatmak gibi sert kararlar eklenince takımın sarsıntılar yaşaması olağandı. Ancak 1-0 öne geçtikten sonra takımın yine skoru koruma endişesi, zaman zaman 5'li savunma görüntüleri Galatasaray ve Gençlerbirliği maçlarını hatırlattı. Konya ne G.Saray ne de Gençlerbirliği kadar gol yollarında becerikli değildi. Ancak Recep Uçar'ın öğrencileri, Beşiktaş'ın kontrataktan, geçiş oyunundan bulduğu ikinci gole kadar vasat bir oyun, sıradan bir Anadolu takımı görünümündeydi. Maçın özeti; özellikle kanatlarıkullanan Konya daha iyi oynadıama skoru Beşiktaş aldı. Beşiktaş'ın oyunda bu kadar gerilmesi, geri çekilmesi ve topu rakibe bırakması kabul edilemez. Bu konu "Beşiktaş kazandı ya!" açıklamasıyla geçiştirilemez. Sıradanlaşan oyun kadar tepkisizlik de bulaşıcı bir hastalıktır. Beşiktaş'ın oboşluğa düşmemesi, düştüysehemen çıkması lazım.