Oldu mu şimdi?
05 Aralık 2025, Cuma

ENDER BİLGİN

Oldu mu şimdi?

Derbi maçın kalite olarak beklentilerin uzağında kaldığını herkes kabul edecektir.
Zaten Fenerbahçe-Galatasaray derbileri son dönemde saha içindeki oyundan çok, gerginliklerle ön plana çıkmaya başladı. Ancak bu defa ortam daha sakin, maç önü açıklamalar daha temkinliydi. Yine de karşılaşmadan sonra aynı filmi seyrettik. Filmin başrolünde Okan Buruk vardı. Okan Hoca'ya göre canlarını zor kurtarmışlardı!

Bana göre bu açıklama Arda'yı stopere almaktan kaynaklanan hatayı örtbas etmek için söylenmiş bir sözden ibaret. Kazımcan'ın kafasına çakmak atılması kabul edilebilir mi? Ancak anlattığım sayısız derbiyi düşününce son maçın tribün olayları açısından ilk on derbi arasına bile giremeyeceğini söyleyebilirim. Hem Kadıköy'de, hem Ali Sami Yen'de bundan kat be kat kötü olayların yaşandığı çok sayıda maçı bir çırpıda sıralarım. Gelelim hakeme… Bu derbinin yükünü kaldırmasının zor olduğunu defalarca konuştuk. Yine de maça doğrudan tesir eden bir hatası olduğunu düşünmüyorum. Derbi 'de dört kritik karar var.

Fenerbahçe'nin ağlara giden topunda iptal kararı doğruydu. Barış'ın pozisyonuna penaltı diyen varsa, kusura bakmasınlar onlarla futbol konuşamam.
Skrinar'ın Sara'ya yaptığı hareket net bir sarı karttı.

Yasin Kol, "sınırda sarı" denilen, on santim yukarıya gelse kırmızı çıkması gerekecek bir hareketi atladı. Fenerbahçe'nin golünden önce faul yoktu.
Zorlasanız Davinson 'un yaptığı harekete faul diyen çıkar belki ama o da akıl karı olmaz. Özetle, ortada yangın yapacak bir durum yok.
Okan Hoca'nın açıklaması anlamsızdı ama Fenerbahçe yöneticisi Ali Gürbüz'ün rakip oyuncuların yerde yatarak zaman geçirdiğini söylemesi de abesti. Velhasıl futbol kalitesi vasatı aşmayan bir derbi daha seyrettik. Böyle başa, böyle tarak!

TEDESCO'NUN KAR-ZARAR HESABI

21 Eylül Pazar akşamı… Anlaştığı başkan seçimi kaybetmiş ve bir hafta önce göreve başladığı takımın oyuncuları sahada başı kesik tavuk gibi sağa sola koştururken Domenico Tedesco neler düşünüyordu acaba? Fenerbahçe o gün, 45 dakika bir kişi eksik oynayan Kasımpaşa ile zar, zor berabere kalmış ve sahadaki futbolcular kim kazandı diye kenara soru sormaktan futbol oynamaya vakit bulamamıştı.
Sezona başladığı başkanı ve teknik direktörü değişen Fenerbahçe için ilk yarının bitimine üç hafta kala son üç yılın şampiyonu Galatasaray'dan bir puan geride olmak kabul edilebilir bir durumdur.

Hal böyle olmasına rağmen Fenerbahçe'nin, kadro problemleri yaşayan, örselenmiş haldeki Galatasaray karşısında sergilediği son maçtaki futbol, kesinlikle "iç saha derbi oyunu" değildir. Anlaşılan Tedesco girişte naklettiğim sürecin etkisinden tam olarak kurtulamadı. Her ne kadar ciddi bir gelişim gösterse de kendisi ve takımı için daha kat edilecek yol olduğunu düşündüğüne eminim. Bu nedenle derbiyi rakibine saygı göstererek, fazlasıyla tedirgin ve kontrollü oynamayı seçti. Açıkçası Kadıköy'de son yıllarda görülmemiş bayram gibi derbi atmosferi harcanmış oldu. Yine de Tedesco'nun kafasındaki kar-zarar hesabında istediği seviyede olduğuna eminim.

Takımındaki gelişimden memnundur. Buna rağmen santrafor, kanat oyuncusu ve stopere ihtiyacı var.
Hatta orta saha takviyesi bile düşünülebilir. Aklıma gelmişken, dört büyüklerden gelen transfer fısıltıları devre arasında her birinin en az üç oyuncu alabileceğini gösteriyor. Demek ki bizi hareketli günler bekliyor!

EN BAŞARILI HOCA KİM?

Başladı, başlıyor derken sezonun ilk yarısı neredeyse bitmek üzere. Zaman su gibi akıp geçiyor. Bitime üç hafta var ama bazı teknik adamların öne çıktığını, bir kısmının ise hayal kırıklığı yarattığını peşinen söyleyebiliriz.

Gönderilen hocaları sıralayarak ateşe bir odun daha atmak yerine başarıya prim verip, iyileri sayalım.
Kocaelispor'da Selçuk İnan takımını gerçekten başarıyla toparladı. Selçuk Hoca iyi gidiyor. Keza Burak Yılmaz da, İsmet Taşdemir'den sıkıntılı aldığı Gaziantep FK'da şu ana kadar gayet iyi iş çıkardı. Benim ilk iki ismim ise net. Samsunspor'u geçen yıl olduğu gibi bu sezon da ligde zirvede tutan ve Konferans Ligi'nde lider pozisyonda bulunan Thomas Reis alkışı hak ediyor. İki kulvarda birden bu kadar başarıyla ilerlemek her babayiğidin harcı değildir.

Ve Fatih Tekke… Dev bütçeli, yıldızlar topluluğu rakiplerine kafa tutarcasına son üç haftaya zirve ortağı olarak giriyor. Trabzonspor imkânları görece dar olan, genç ve yeni bir kadroya sahip. Bu kadronun evrildiği seviyeyi takdir etmemek mümkün mü?
Eksikler yok mu? Elbette var. Zaten Fatih Hoca'da sık sık bunu vurgulayarak beklentiyi düşürmek istiyor.

Trabzonspor'un Göztepe ve Beşiktaş maçlarında alacağı sonuçlar Fatih Hoca'nın değil ama Bordo- Mavili takımın bu sezonki yolunu şekillendirecektir.
Tedesco ve Okan Buruk'a gelince… Bu kadar büyük bütçeli ve geniş kadrolu takımlarda insan daha farklı şeyler bekliyor. Tedesco yukarıda belirttiğim gibi küllerinden doğdu sayılır. Okan Hoca'nın da son üç yılın şampiyonu olarak çok büyük kredisi var. Bu iki ismi değerlendirmek için sezon sonunu beklemekten yanayım.

BİZE ULAŞIN