Ender Fikirler
SEBEP, SONUÇ!
Hiçbir şey yapmadan beklemek mevcut duruma alışıp, kabullenmekten başka bir şey değildir. Neden mi bu girişi yaptım? Sadettin Saran yönetiminden ısrarla bir aksiyon beklediğim için! Öncelikle kısa arayla teknik direktör değişikliği yapmanın sağlıklı bir durum olmadığını belirtmeliyim. Zaten öncelikli beklentim de Tedesco'nun gitmesi değil. Ancak yeni bir Sportif Direktör yönetiminde futbola yön verecek bir "akıl" geliştirmek gerektiğine eminim. Tedesco'nun ekibine yerli bir destek de şart. Bazı futbolcuları kadro dışı bırakmak gibi yaptırımlar seksenli, doksanlı yıllarda kalan palyatif uygulamalara dönmek olur. Kalıcı sonuç elde etmek için öncelikle futbolcularla doğru iletişim kuracak, eğer düzeni bozduğuna inandığınız isimler varsa onları da devre arasında takımdan uzaklaştıracaksınız. Ama Sadettin Bey'in hiçbir şey yapmadan sonuç elde etmek gibi bir şansı yok. Mevcut durumu sürdürerek farklı bir sonuç alamaz, şampiyon falan da olamazsınız. Hayat sebep ve sonuçlardan ibarettir.
MİLLİ ARADA KİM, NE YAPACAK?
Malumunuz, günlerdir hemen herkes milli arayı işaret ediyor. Teknik adam ya da milli takımlara gitmeyen futbolcular için önemli bir süreç yaşıyoruz. Önemli, çünkü futbolcular açısından kendini toparlamak, antrenman eksiği ve fizik kondüsyon açığını kapatmak ya da sakatlık durumu varsa iyileşmek için daha uygun fırsat olamaz. Tabii teknik adamlar için de bu günler, bütün bir takımı kapsayan gelişme ve iyileşme süreci anlamını taşıyor. Bu anlattıklarıma en çok Tedesco ve Fenerbahçe'nin ihtiyacı var. Bu nedenle çift antrenman ile takımın fizik kalitesini arttırmaya çalışırken, onları daha iyi tanıyıp istediklerini anlatmaya da çaba harcayacak. John Duran'ın da, "durmaya mı, oynamaya mı geldiğini" milli takım arasından sonra daha net göreceğiz! Beşiktaş ve Sergen Yalçın açısından da milli ara ilaç gibi gelecektir. Sakatların iyileşerek, ivme kazanması önemli. Keza yeniden yapılanan, oyunu geliştirme aşamasındaki Trabzonspor ve Fatih Tekke için de bu günler bulunmaz bir fırsat. Peki ya Galatasaray? Emin olun Okan Hoca'nın da bu araya ihtiyacı vardı. Elbette önce milli takımdaki oyuncuların sakatlık kâbusu yaşamadan dönmelerine dua edecek. Ama bu arada İcardi, Barış Alper ve Leroy Sane'nin beklenen performanslarını yakalayabilmeleri için özel çalışma programları da hazırlayacaktır. Dört büyükler gibi diğer takımlar da bu arayı fırsat görüyor. Onların bir avantajı da milli takımlara daha az oyuncu gönderdikleri için beraber çalışma imkânı bulmaları olacaktır. Başakşehir biran önce toparlanmak zorunda. Antalya, Kayseri ve Eyüp yeni teknik ekiplerle beyaz bir sayfa açacak. Kocaeli, Gençlerbirliği, Karagümrük gibi takımların teknik adamları için de bu ara son şans. Bakalım kimler şansını iyi kullanacak?
TAM ZAMANI ŞİMDİ
A Milli Futbol takımımız için en kritik günlere giriyoruz. Aslına bakarsanız kulüp takımları gündeminden milli takım havasına hala tam olarak girebildiğimizi söyleyemem. Elbette farklı İspanya yenilgisi de futbolseverlerin motivasyonunu olumsuz etkiledi. Bu durumu değiştirmek yine teknik ekip ve futbolcularımıza düşüyor. Dünya Kupası yolunda en kritik virajdayız. Deplasmandaki Bulgaristan ve Kocaali'deki Gürcistan karşılaşmalarından mutlaka altı puan çıkartmak zorundayız. Aslında Gürcistan'a mağlup olmamak bile bir ölçüde kabul edilebilir skorken, evimizdeki İspanya yenilgisinden sonra işin sadece matematiğini değil, duygusal barışı da düşünmek zorundayız. Futbolseverlerin kalbini ancak iki maçta altı puan almak ısıtır. Sonrası mı? Evimizdeki Bulgaristan maçını her şartta kazanırız. Bu matematik zaten play-off yolumuzu açar. Rakip sahadaki İspanya karşılaşması ise küçük bir umut ama büyük bir kazanca dönüşebilir. İlla kazanmak ya da puan almaktan değil, İspanya karşısında kora kor oynamaktan bahsediyorum. İlk maçın yol kazası olduğunu ispatlayan bir doksan dakika, bütün futbol paydaşlarına iyi gelir. Ardından play off aşaması var. Dünya Kupası'na gidebilmek için iki rakibi daha geçmemiz gerekecek. Geç olsun ama olsun! Bu planları yapabilmemiz için önce şu iki maçı da kazanmamız gerekiyor. Yani, tam zamanı şimdi!