Ahlak!
05 Aralık 2025, Cuma

HAKKI YALÇIN

Ahlak!

Futbol alarak rayına girdiği farz edilen Fenerbahçe'nin Galatasaray karşısındaki futboluna bakınca, teknik adam korkaklığının her halini de görebiliriz, sahadaki mücadele ruhunun sıfırlanmasını da.
Brown ile kavga eden İrfan Can Kahveci'ye ceza vermekle kendine başkalık kazandırdığını zanneden Tedesco, acımasızlık sembolü Skriniar'a verdiği ödülün, Kerem Aktürkoğlu'na, Nene'ye gösterdiği ayrıcalığın hesabını verir mi? Vermez! 90 dakika kazanmak için hiçbir çaba göstermeyen takımın haline bakmaz da maçın uzatma dakikalarını yetersiz bulduğu için hakeme tepki göstermenin fiyakasına soyunur. Çünkü bu ülkede en geçerli yoldur; tribüne oynamak ve her zaman itibarı büyüktür!

Ahlakın geçerliliğini yitirdiği topraklarda yaşıyoruz artık. Bahis oyuncularının, kara para çetelerinin egemen olduğu düzende, derbiden önce bahis sitelerinde "kırmızı kart bahislere kapanmıştır" gerçeğinin bir açıklaması varsa; "sadece kasa kazanır." Rizespor maçında Fenerbahçe yenik durumdayken, Fenerbahçe'nin galibiyetine bahislerin aniden kapatılması da aynı şey. Derdimiz bahiste ahlak aramak değil, insanların bu sitelerin elinde oyuncak olduklarını haykırmak! Bu meseleden çıkan sonuç;

Yalanların itibar gördüğü, iftiranın altın devrini yaşadığı bir ülkede kendi ahlakını yaratan futbol, önüne çıkanı ardına kattı. Besleme gazeteciliğe ve trollere dolar hesabı açtı. Her tarafa laf yetiştirenler milyonlarca dolarlık suça bulaşan kabadayı teknik direktör için ağzını bile açmadı. Vicdanı ziftle kaplanmış olanlara iftira patentli sosyal medyaları yetiyor.

İnsanlık için yapılan tanımlamalar paranın karşısında kendinden geçerken, serveti onuruyla ölçülen insanlar geçiyor gözlerimizin önünden.
Mazinin tertemiz sokaklarında, o insanlar bizlere harika bir çocukluk bağışladılar. Ahlakın ve dürüstlüğün bayrağını dalgalandırdılar. O yüzden maziyi hatırlatma tabletleri üretmek için kafa yoran bir eczacı tanıyorum.
"Baba Hakkı, Metin Oktay, Lefter" diyor da başka şey demiyor. Kime diyor?

Bu hikayeyi her zaman anlatmam gerekiyor. "Altyapıda birlikte oynayan iki eski arkadaşın yolları ayrıldı. Biri büyük takımlarda oynadı parayı buldu. Diğeri küçük takımlarda kendi halinde hayatını sürdürdü onurundan zerre kadar ödün vermedi ama mutlu oldu. Parayı bulan züppenin kendisine sürekli aşağılayıcı mesajlar göndermesi onurlu adamın canını sıkıyordu. Sonunda bu mesajlara cevap verme ihtiyacı duydu.
"Sen Mercedesle gelin aldın, ben omuzlarımda taşıdığım kadınla evlendim. Kendine metres tutmuşsun, karını dövüyormuşsun da para için sesini çıkarmıyormuş! Benim karım her sabah pencere kenarındaki çiçekleri suluyor, sokak hayvanlarına bakıyor, ben de gözüm gibi bakıyorum ona. Kiradayız, iki oda bir mutfak geçinip gidiyoruz, çocuklarımız ve kitaplarımızla."
Futbolcular sahada rakibinin futbol hayatını bitirmek için bileklere basmayı, sürekli olarak yere tükürmeyi bıraktığında ve insanlık ihlalinde alçalmayı büyüklük saymadığında.


Teknik adamlar gözyaşı şişelerine ambalaj yapmaktan vazgeçtiğinde.
Yöneticiler sosyal medyadaki trollerini beslemeyi terk ettiğinde. Taraftar olarak çirkinliklere arka çıkmak yerine insanlıkta öne çıkmak gerektiği fark edildiğinde, ihtimaldir ki her şey yeniden inşa edilebilir. "Bunu isteyen parmak kaldırsın" desem, zorbalar, kara para kasaları, troller ve bilumum ahlaksızlar ayağa kalkar! "Ne istiyorsun lan sen bizim düzenimizden!"

BİZE ULAŞIN