Terzi!
Fenerbahçe'de güzel gidiyor her şey. Futbol istenen kıvamına geliyor. Gollerdeki estetik galibiyete ayrı bir özellik katıyorsa, ligin ikinci yarısında atılacak gol sayısının azalmasından endişe duyulmasın. Futbolun tanımına uyanlar her şeyi yoluna koyanlardır!
Talisca saha içindeki "tenha hallerinden" kurtuldu, kalabalık içinden bile yaratıcı role soyunan birine dönüştü. Daha önce aşina olduğumuz fotoğrafları çerçeveye yerleştirmek ona yakışıyorsa, galibiyetin tapusu da ayaklarına yakışıyor demektir. Asensio işi bitirmek için nereden başlayacağını bilen adam. Sezgileri de güçlü bedeni de. Sanki "bende olanları daha görmediniz" der gibi bir hali var.
Ama takımda bazı futbolcuların gücü, bazılarının güçsüzlüğünü örtbas edemiyor. Kerem Aktürkoğlu'nun kendine güvensizliği ve bitik hali her biçimde dışa vuruyor. Bir futbolcunun adı sadece transfer bedeliyle anılıyorsa, orada "kaybeden birileri" olduğu kadar "haybeden biri" de var demektir. Bunun tercümesi; aldıklarının karşılığını çalışarak geri ödemektir. Yoksa pozisyonlarda topuklamak yakında bütün tepkileri üzerine çeker! Kerem, lige verilen aranın kendini onarmak için fırsat olduğunu düşünmek zorunda.
Fenerbahçe Kulübü'nün Başkanlık makamına gelince. Adı berbat olayla anılan Sadettin Saran'ın acilen Fenerbahçe başkanlığından istifa etmesi gerekiyor. "Soruşturma bitene kadar ben kulübün dışındayım" notuyla birlikte. Fenerbahçe'yi sevmek de koltuğun asaleti de bir başkana başka yol bırakmaz. Ünlü terziler kendi takım elbisesini dikerken kumaş ne kadar parlak olsa da ceketini bol bırakmaz.
Galatasaray, futbolla ilişkisi olmayan Kasımpaşa karşısında rahat kazanırken, kendindeki başkalığı da dışa vurdu. Osimhen'in yokluğunun her biçimde hissedilmesine karşılık, Barış Alper ve Yunus Akgün'ün hücuma verdiği katkılarla, Icardi'nin "akıl oyunu" dikkat çekiciydi. Icardi sadece golcü değil, satranç oyuncusu. Barış Alper'in kendi alanından alıp rakip kaleye taşıdığı ve Yunus Akgün'e attırdığı ilk golde, bir hamleyle alanı boşaltmasının zekayla da ilişkisi var atılan golle de. Gözleri dolu Icardi'nin beyni ve yüreği de dolu. Bunu da en iyi biçimde Galatasaray taraftarı görüyor. Onlar için Icardi'nin gol atması da bir sevda masalının yansıması oluyor. Böyle bir adamın sahadaki zarafetine de iyi bakmak gerekiyor. O yüzden bu romantik Aslan'a ceket iliklemek de boynumuzun borcu oluyor.
Kaç maçtır "kuş bakışı" makamında seyreden Beşiktaşlı futbolcular, Rizespor karşısında "bir Kartalın kanadında seyretmek" konulu dersin öğrencileri gibiydi. Orkun Kökçü nihayet kendini ortaya koydu. Sezon başından beri takımın "en gereksiz adamı gibi" duran Rachica'nın attığı gol klastı ama bendeki tercümesi; "Rachica ağzıyla kuş tuttu." Dileriz gördüklerimiz takvim yapraklarının yılın son günlerinde tesadüfen çiçeklenmesi değildir!
Ligin ilk yarısı tamamlandı. Ahlaki değerlerin ipe çekildiği bir düzenimiz varken, bahisçi hakemler, futbolcular ve yorumcular ilk yarıya damga vurdu. Bu ülkede kaç gündür ağzına lokma koymayanlar da var, domuz gibi yedikleri sofralarda gözleri doymayanlar da. Ben gönül kumbarasında sevgi biriktiren, içi karardığında güneşe bakan, karanlık bir adam gördüğünde kibriti çakan, mesele onur olduğunda pire için yorgan yakan insanları sevdim. Ahlaksızlık pastasına parmak atanları değil!
