Aynı ayna!
09 Aralık 2025, Salı

HAKKI YALÇIN

Aynı ayna!

Fenerbahçe'yi Başakşehir karşısında izlerken futbolcuların verdiği mesaj netti. "Aradığınız futbola ulaşılamıyor!" Birkaç dakikalık hızlı başlangıç, ardından orta alanı rakibe bırakıp, mücadele etmeden boş bir gezinti. Sanki bütün futbolcular sözbirliği etmiş; "bugün bizden görüp göreceğiniz futbol bu kadar!" Zararına bir gösteri!

Talisca'nın sahada yürüyecek hali yok, paylaşımcı da değil. İrfan Can Kahveci hala kadro dışı. Kompleksli Tedesco, İrfan'a mı veriyor cezayı, Fenerbahçe'ye mi? Kerem Aktürkoğlu'nun bütün boyaları akıyor. Şaşkın ördek gibi bakıyor pozisyonlara. Maçın sonucunu kaçırdığı pozisyonla belirleyen EnNesyri'nin bu takımda hala yerinin olması ödenecek bedellerin de anonsudur! Bir gerçek var ki İsmail Yüksek sakat ve cezalı olmadıkça sahaya çıkan takımda kesinlikle yeri olmalı.

Skriniar şu anda futbolun içindeki en sevimsiz adam. Hakemsiz ülkede her türlü bitirimliğe müsait. Ve bunu "fiziksel hak" sayıyor. Attığı golden sonra taraftara kur yapacağına, bu kadar kolay gol yiyen savunmanın açıklarını kapatsın. Mert Hakan Yandaş'ın bile koluna takılan kaptanlık bandı, bir zamanlar tribüne oynamaktan başka anlamlar yüklerdi o bandı koluna geçirenlere ama geçti o günler ve değerler!

Her şeye rağmen, "Fenerbahçe böyle gitmez" diye düşünüyorum. O yüzden geçen sezonlara mahsuben "aynı aynayı" tutup, aynanın kenarına da not bıraktım. "Domenico Tedesco en kısa zamanda teknik adam kılığına girsin! Yoksa yakayı ele vermesi an meselesi!"

Galatasaray, Samsun karşısında aldığı 3 puan için kesinlikle Osimhen'e teşekkür etmeli. Alın teri meydanında küheylan, üç heceli elmas. Takımı ipten almanın sihri onda mevcuttu, geceye ne verdiyse hakkını da aldı. İlk golü ustalıktı, ikinci golü estetik goller sergisine bir fotoğraf daha. Rakip alana bindirme yaptığı pozisyonun dönüşünde kendi kalesini savunan bir adam görmek; forma tutkusunu ve sadakati görmektir. Şortunu baldırından yukarı çekerek sükse yapanların bunu görmesi pek mümkün değildir.

Galatasaray'da sakatların oyuna olumsuz etkisi elbette var ama takıma ağırlık yapan İlkay Gündoğan'ın veteran takımında oynuyormuş havası da inkar edilemez. Mazideki etiketin arkasına sığınmakla bu kadar kolay top kayıpları yapmak arasındaki çelişki, ruhun yaşlanmasıdır! Maçtan sonra dillere düşen bir penaltı pozisyonu var. Kesinlikle penaltı. Ve böyle bir pozisyon Galatasaray lehine olsa, o penaltıyı vermeyecek hakemi linç ederlerdi ama Ndiaye'nin Sanchez'e yaptığı hareketin karşılığı da kırmızı karttı. Bunu da konuşmak gerek.

Trabzonspor harika gidiyor. Sezon başında bu takımın bu kadar güçlü bir tepki vermesi beklenmiyordu ama görüyoruz ki takım oldular. Futbolun yasası bu; koş, mücadele et gerisini futbol halleder. Alınan sonuçlar da bu mücadelenin ödülü. Muçi, Trabzonspor'da harika goller atarken, kendisini Beşiktaş'tan gönderenlere de mesaj atıyor. "Bana tercih ettiğiniz ıskartalara gözünüz gibi bakın!"

Maçlarda gördüklerimiz futbol değil, sportmenlik ve adalet hiç değil. Sadece haksızlığın daniskası! Biz de diyoruz ki; bu şartlar altında bir hakem hala mutluysa, kesinlikle ya tedavi edilmeli ya da yolcu edilmelidir. Gördüğünü çalmaktan aciz olanlar hakkında duyduğumuz şüpheleri beynimizden nasıl silecekler onu düşünsünler.

BİZE ULAŞIN