Hilkat garibesi
07 Ekim 2025, Salı

HAKKI YALÇIN

Hilkat garibesi

Fenerbahçe, Samsun karşısında varlığından yine uzaktı, kötü futbola yakın. Takımda sorumluluk alacak adam yok.
Galatasaray'ın puan kaybettiği bir haftada motive olmak gibi bir duygu da yok. Maçın 70'inci dakikasına kadar Samsunspor hem oyun olarak hem fiziksel olarak Fenerbahçe'yi ezdi.
Samsun'un harcadığı 7 net pozisyon var. Bu kadar görkemli transfer içinden Fenerbahçe'de öne çıkan tek kişi kaleci Tarık oldu. Böyle kalecilerin oynaması için etiketli adamların sakatlanması gerekiyor demek ki!

Kimliğini kaybedenler maçın sonucu şekillendirir. Milyonlarca dolar ödenerek mücevher diye alınanlar da paslı çıkar.
Fenerbahçe'de öyle bir orta alan var ki rakibin gözleri kamaşıyor, öyle bir savunma var ki "biz yolgeçen hanıyız" mesajı veriliyor. Kerem Aktürkoğlu ve En Nesyri birbirini iten zıt kutuplar gibi.
"Ballı bir pozisyon" gelirse ne ala, yoksa durum ortada!
Futbol ulemalarının paha biçemediği hantal ve savruk Skriniar'ın bütün boyalarını akıtan bir adam vardı sahada Samsunlu Musaba. Ayaklarındaki hakimiyeti beynine de hükmetseydi sonuç çok farklı olurdu. Ayrıca Skriniar'ın pozisyonu kesinlikle penaltıydı. Bir hakemin omuzla kol arasındaki farkı öğrenmesi için biyoloji okumasına da gerek yok gözlük takmasına da. Yüreği olsun yeter!

Samsunspor kaptanı Zeki Yavru'ya iyi bakın. Zeki Yavru'daki yürek ve emekçilik yıllardır dimdik ayakta. Hiçbir maçta verdiği mücadeleden zerre kadar saptığını görmedim. Futbol medyası böyle adamları öne çıkarmaz. Ama futbolun marka değerini böyle adamlar yukarı taşır. Skriniar gibi yabancılara kaptanlık bandı, milyonlarca dolar hatta takımın tapusunu verenler varken, Zeki Yavru gibilerinin hakkını vermekten gurur duyarım!

Futbol liderle aradaki farkı kapatma şansını elbette daha çok verir ama geçmiş yıllardaki bilimsel veriler şampiyonluğa en çok etki eden kayıpların böyle maçlarda ortaya çıktığını doğrulamıştır. Bunu da Fenerbahçe'ye bir kez daha hatırlatırız!

Galatasaray'ın liderliğinin oynadığı futbolla hiçbir ilişkisi yok. Sezon başından beri ya talihiyle kazanıyor ya da rakiplerinin beceriksizliğiyle.
Takımda bütünlük kaybolmuş. Barış Alper sahanın ortasında aldığı paranın faizini hesaplıyor olmalı. Geçen sezon cümlelerimizin zengin kafiyesi Osimhen şimdi ucuz eylemlerin hafiyesi.
Neresinden bakarsak irtifa kaybetmiş bir Osimhen görüyoruz. Üstelik sahte düşmeler ve hakeme oynamalar da caba. Geçen sezon aşk için oynayan organik Osimhen'i bu sezon bulabilmek mümkün olacak mı acaba? Icardi'nin hem fiziksel hem de psikolojik olarak kendini bulması için de çok zaman gerekiyor.

Beşiktaş, böylesine çaresiz bulduğu Galatasaray'ı yenemedi. Galip durumdayken 10 kişi kalmış bir rakip karşısında kazanmak; beraberlikten vazgeçmeyi göze almaktır. Bulduğu hazine sandığını denize atan Beşiktaş'ın beraberliğe sevinmesine, "usta işi korkaklık" diyebiliriz.
Beraberliğe dünden razı olduğu için.
Oysa yükselmek dirence merdiven dayamakla mümkündür! Hem ruhta hem puan cetvelinde!

Futbolumuzun hilkat garibesi olduğu bir ülkede, bu hafta sonu konuşup hiçbir şey anlatamayan yorumcular için kitap aldım. Vicdansız hakemlere gözlük aldım. Disketlerle hiçbir zaman aram olmadı, gül yüzlü çocuklara misket aldım. Kirli teknolojiye yüz vermeyen nostaljik babalara köstekli saat aldım. Milyonlarca dolar alan ama her pozisyonda kendilerini yere atan futbolculara emzik aldım. Hiçbir sözümü geri almadım. Hepsinin arkasındayım!

BİZE ULAŞIN