YUNUS EMRE SEL - 3 PUAN MI? FEDAKARLIK MI?
Trabzonspor zorlu bir deplasmana daha çıktı. Göztepe ligde toparlanmaya çalışan ve çıkış adımları atmış bir takım ve yeterince zorlu bir deplasman iken Trabzonspor adına bir de üzerine birçok eksik eklendi.
YUNUS EMRE SEL - 3 PUAN MI? FEDAKARLIK MI?
Trabzonspor zorlu bir deplasmana daha çıktı. Göztepe ligde toparlanmaya çalışan ve çıkış adımları atmış bir takım ve yeterince zorlu bir deplasman iken Trabzonspor adına bir de üzerine birçok eksik eklendi.
Birinin eksikliği bile yeterince zorken Bakasetas ve Nwakaeme gibi tek kişilik takım sayılabilecek iki oyuncunun eksikliği Trabzonspor'u oldukça zorladı ilk yarı boyunca. İstatistiklere yansıdığı gibi Trabzonspor'un oynadığı en kötü yarılardan biriydi bu. Bakasetas yok, isabetli şut yok, Nwakaeme yok, hatalı pas çok.
Oyun bir sertlik ve liderlik arıyordu Trabzonspor lehine. Dorukhan da sakatlıklardan sonra çok olgun bir oyunla öne çıktı oyundan çıkana kadar. Sertlikten yılan, dengesiz kararlarla müdahale kararsızlığı yaşayan, oyun anlamında bir revizyona ihtiyaç duyan Trabzonspor Siopis ile başladı ikinci yarıya.
Bu, oyundaki mücadele dengesini sağlarken, Siopis'in dirençli oyunu sahadaki diğer isimlere de ilham oldu. Özellikle Abdülkadir Ömür'ün sazı eline aldığı bir 20 dakikalık bölümde Trabzonspor istediğini aldı. Daha sonra ise Trabzonspor'un oyun anlamında nasıl bir revizyona ihtiyaç duyduğunu tekrar müşahede ettik. Ancak 90 dakikanın bitiş düdüğü çaldığında konuşulması gereken oynanan futboldan çok gösterilen fedakarlıklardır bence.
Yeni baba olan Cornelius'un özel uçakla gelmek istemesi ve sahaya çıkması, takımla idmana hiç çıkmayan Hamsik'in oynama arzusu ve 90 dakika sahada kalışı, ağrıları olmasına rağmen oynama istediğini teknik ekibe ileten Bakasetas'ın özverisi alınan üç puan kadar değerliydi. Başarı gelecekse özveri şart, özveri için ise bir takım olabilmek olmazsa olmaz. Trabzonspor bunu fazlasıyla başardı her ne kadar ders alınacak çok şey sığsa da geride kalan 90 dakikaya.
REHA KAPSAL - DOĞRULAR
Trabzonspor'un lider gittiği deplasmanda liderle oynadığının farkında olan ve onu yenmek için de yarattığı atmosferle yüksek enerjiyle oynayacak bir Göztepe olacaktı. Avcı ve kulübesinin oluşacak tribün atmosferi ve yüksek tempoyla Göztepe'nin baskısına hazır olması gerekirdi. Özellikle ilk 45 dakika Göztepe bunu çok iyi uyguladı. İkili mücadeleleri kazandı, fazla şut attı, topa sahip oldu, pozisyon üretti.
Futbol tabii ki yalnız saha içi değil saha dışında da tuzakların ve stratejilerin kurulduğu bir oyundur. Göztepe, yarattığı bu atmosfere Trabzonspor'u çok rahat çekti. Plana hazırlıklı olmayan bordo-mavililer, ilk yarı topa sahip olamadı. Bununla beraber pas da yapamadı ve kırılgan bir yapı oluşturdu. Sağ bek Peres'in sakatlığı, sol bek Denswil'in nicelik olarak eksikliği, Bakasetas ile Nwakaeme gibi oyun akıllarının olmaması ister istemez kaliteyi de düşürdü.
İleride Gervinho, Djaniny ve Yusuf direkt kaleye giden, endirekt hücum yapamayan oyuncular, orta sahanın hücuma destek vermesi, savunmanın alan daraltması ve iki kenar bekinin hücuma destek vermesi tabii ki çok zordu. İkinci yarı Avcı doğru bir hamle yaptı. Yusuf Sarı'yı çıkartarak Abdülkadir'i oraya çekti. Siopis ile Berat ikilisi ve Djaniny'in arkasında Hamsik oynayınca half-space (iç koridorda) Abdülkadir o alanda topla buluştu.
Hamsik'in orada top istemesiyle bağlantı hattı da oluşturdu. Topa sahip olmayı başardı. Bu da Ömür'ün goldeki asisti yapmasını sağladı. Gervinho açık alana hücum eden hızlı bir oyuncu, dar alan becerisi ve tekniğiyle yerleşik savunmalara hücum edecek oyuncu profili değil. Onun özelliğine uygun pozisyonla da gol atmasını bildi. Çok iyi oynamadığı maçta takımına 3 puanı kazandırdı. Göztepe'nin ikinci yarı düşen temposu, Trabzon'un doğru savunmasıyla topa sahip olması, doğru oyuncu değişiklikleri, doğru saha içi formasyonu lider gidilen Göztepe maçından lider dönülmesini sağladı.