Psikolojik üstünlük kalıcı değil!
MURAT ÖZBOSTAN: Galatasaray ile Fenerbahçe arasındaki fark 4'e düştü. Kalan maçlara da bakarsak bundan sonraki senaryonuz ne olur? Puan farkı Galatasaray'da ama psikolojik üstünlük Fenerbahçe'de mi?
LEVENT TÜZEMEN: G.Saray elindeki avantajları Hatay ve Kasımpaşa maçlarında eritti. 8 puanlık fark 4'e düştü. İpler hâlâ G.Saray'ın elinde. En kötü ihtimalle iki beraberlik hakkı var. Ama F.Bahçe, oluşturduğu ortamla G.Saray'ı psikolojik bir baskıya sokmaya çalışıyor. F.Bahçe'nin psikolojik bir üstünlüğü yok ancak bazı F.Bahçeli yorumcular üstünlük varmış gibi davranıyorlar. G.Saray, camia olarak kenetlendiği sürece bu baskıyı rahatlıkla atlatabilir.
GÜRCAN BİLGİÇ: Devre bittiğinde bu yönde yorumlar yaptık. Kış şartları, kısıtlı kadroya devamlı yüklenmek, sakatlığa açık ortam ve fikstürün getirdiği zorlaşan deplasmanlar Galatasaray'ı zorlayacaktı. Buna karşılık Mourinho sistemi değiştirdi, takımı oturttu, oyuncularını ikna etti, kadro genişliğini de kullandı. Fenerbahçe üç kupada birden, istikrarlı ve plana sahip bir oyun ile istediğini alabilecek duruma geldi. Psikolojik üstünlük Fenerbahçe'de çünkü kalan maçlara bakıp, "Galatasaray bu serilerden kaç puan kaybeder" diye soruluyor artık. Derbilerin yine yabancı hakemle oynanması da söz konusu. Ne sahada ne de dışarıda işler Galatasaray'ın istediği gibi gitmiyor. Geçen iki sezonun "sihri" bozuldu.
AHMET ÇAKAR: Son 1 ayda öyle gelişmeler yaşandı ki ya da öyle maçlar oynandı ki şampiyonluk yarışı adeta yeniden başladı. Spor kamuoyunun büyük bir kısmı 'Lig nisanda bitebilir' derken şu anda belki de 'Nisanda F.Bahçe lider olacak' diyorlar. Bunun sebebi çok açık, özellikle son bir aydır F.Bahçe'de takım savunması, taktik disiplin üst düzeye çıktı. En-Nesyri patlama yaptı, kaleci İrfan Can çok iyi oynadı, yeni transferlerden özellikle Skriniar da kolay adapte oldu. Buna karşın G.Saray'ın oyunu, her geçen hafta daha kötü oldu. İlk 8'e girmesine kesin gibi bakılan G.Saray, aldığı saçma sonuçlarla Avrupa'da ilk 8'in dışında kaldı, sonra da Alkmaar karşısında rezil olup elendi. Üstelik her maçta yediği goller, verdiği pozisyonlar çift haneli rakamları görüyor. Böyle olunca da fark kapanıverdi. Şu anda oyun gücü F.Bahçe lehine, fikstür avantajı mutlak F.Bahçe lehine, psikolojik üstünlük de tamamen F.Bahçe lehine. G.Saray lehine olan tek durum, 4.5 puanlık fark. Hepsi bu!
BÜLENT TİMURLENK: Fenerbahçe daha formda, oturmuş bir oyun planı var, iyi savunma yapıyor. Hücumları da verimli. Böyle olunca herkes F.Bahçe'nin bütün maçlarını kazanacağını, Galatasaray'ın da mevcut haliyle 4 puandan fazlasını kaybedeceğini tahmin edebilir. G.Saray'ın öncelikle bu sezon ilk kez başına gelen 2 maç arka arkaya puan kaybının ardından milli ara öncesi Alanya ve Antalya maçlarını kazanması gerekiyor. Sürekli 'G.Saray'ın fikstürü zorlu' vurgusu var. Ancak unutulmasın, geçen sezon başında 19 maç arka arkaya kazanan F.Bahçe, sahasında kaybettiği Trabzonspor maçının favorisiydi. Ve hatta 1 yıl öncesinde de kimse Kadıköy'deki Giresun maçında 3 puan kaybı beklemiyordu. Lig oldukça uzun bir maraton, psikolojik üstünlük dediğin şey, yeri gelir bir haftada el değiştirir.
G.SARAY SKRİNİAR İÇİN KAFASINI DUVARA VURUYORDUR!
MURAT ÖZBOSTAN: F.Bahçe'de herkes Skriniar'ı konuşuyor. Nasıl bir fark yarattı? Yeni Lugano mu?
LEVENT TÜZEMEN: Skriniar'ı keyifle izliyorum. Savaşçı bir ruhu var. Takımı için sahada yüreğini ortaya koyuyor, tekmeye kafa uzatıyor. Engellediği her pozisyondan sonra hem kendini motive ediyor hem de tribünleri coşturuyor. Ben kendisini Lugano'ya benzetiyorum. Savaşçı, yürekli ve kazanma duygusu yüksek bir stoper. Herhalde G.Saray yönetimi, Skriniar'ı almadığı için başlarını duvara vuruyordur.
GÜRCAN BİLGİÇ: Defansa bir komutan koymak her takımın rüyası. Davinson ile Galatasaray da bu eksiği kapatmıştı. Skriniar sadece stoper olarak güven veren bir oyuncu olmasının ötesinde, bir orta saha gibi maçı okuyan ve yöneten haline geldi. Onu farklı kılan ve benzerlerinden ayrıştıran en önemli özelliği bu. Böyle bir stoperi geçmişte Simon Kjaer ile bulmuşlardı. Ara transferde böyle bir değer yakalamak, üstelik bunu yarıştığınız takımın elinden almak da başka bir başarı. Carlos'u daha seyredemedik. F.Bahçe aslında müthiş bir hava kuvvetleri komutanlığı kurdu kendi ceza sahasında.
BÜLENT TİMURLENK: Skriniar'ın adı 1 ay G.Saray ile anılırken 3'lü defans oynatmak isteyen Okan Buruk için ideal oyuncu olduğu ortadaydı. İbrahim Hatipoğlu ve Abdullah Kavukcu arasındaki yetki kavgası belki de sezonun en önemli kırılma noktasını getirdi. Skriniar'ın kariyeri ortada. G.Saray ise Genk'in yedek kulübesinden Cuesta'yı getirdi. Kavukcu ile yetki kavgası veren Hatipoğlu için '8 milyon Euro transfer bedelini cebinden karşılamalı' demiştim. G.Saray camiasının duayenleri böyle bir kişisel servetinin olmadığını söylediler. Demek ki neymiş, insan boyundan büyük işlere kalkışmamalıymış.
ÇUVALDIZI KENDİNE BATIR OKAN KARDEŞİM!
MURAT ÖZBOSTAN: Okan Buruk, kendisi için sosyal medyada başlatılan kampanyanın arkasında Fenerbahçe taraftarının olduğunu söyledi ve şunu ekledi: "Galatasaray taraftarı beni sever." Ne diyorsunuz bu sözlere?
LEVENT TÜZEMEN: G.Saray'ı iki yıl üst üste şampiyon yapan ve rakibine üç senede ciddi paralar harcatan Okan Buruk için, 'İstifa etsin' demek Galatasaraylıların söylemi olamaz. F.Bahçe Başkanı Sayın Ali Koç, "Türkiye'de her şey algıyla ilgilidir. Çünkü algı, gerçeklerden daha güçlüdür" demişti. F.Bahçeli hesaplar bu algı operasyonunu Okan Buruk'a yapmaya devam ediyorlar. Düşünün, Jesus, İsmail Kartal ve Mourinho… İkisini geçip şampiyon olmuş Buruk, Mourinho'ya karşı da Kadıköy'de kazanmış, evinde kaybetmemiş. Böyle bir güce sahip teknik adama 'gitsin' diyenler, algı peşinde koşan insanların organizasyonudur. Gerçek G.Saray taraftarı da bu algılara karşı dik durmalı, Buruk'a gerekli desteği fazlasıyla vermeli.
GÜRCAN BİLGİÇ: Sosyal medyada dengeler değişti. Sadece Okan Buruk için değil, Erden Timur'un da geri gelmesi için yoğun etkileşim var. Bu kısım Fenerbahçeliler'e ait değil. Ateşin harlanmasının en önemli nedeni, takımın form olarak geri gitmesi, transferlerin yeterli olmaması ve Avrupa'ya veda edilmesi. "İstifa" demek, yüzde 90 "Ben bu işten memnun değilim, düzelt" anlamını taşır. Okan Buruk, 250 milyon Euro değerinde kadronun hakkını süreçte veremedi.
AHMET ÇAKAR: Okan Buruk, hâlâ durumun vahametini anlamamış. Bu işin sevme veya sevmeme ile alakası yok. Sen geçen sene Avrupa'da Sparta Prag gibi vasat bir takıma elendin. Sezon başı Young Boys gibi bu sene İsviçre'de dökülen bir takıma elendin. Dinamo Kiev, Malmö, Rigas, Elfsborg gibi takımlardan yediğin gollerin toplamı neredeyse 10'u buluyor. Alkmaar'a elendin. Avrupa'da başarısızsın. Yaptırdığın transferlerin bir kısmı rezillik. Sakın, "Ben bu takımı iki sene üst üste şampiyon yaptım" deme. Tamam, yaptın ama Cevat Güler de Hamza Hamzaoğlu da yaptı. Şu anda namağlup lidersin ama perşembenin gelişi çarşambadan bellidir. Okan, iyi düşün kardeşim, çuvaldızı kendine batır.
BÜLENT TİMURLENK: İstifa söylemi gereksiz ama unutmaması gereken bir şey var, bu sezon Süper Kupa'yı 5 gol yiyerek kaybetti, Young Boys'a elendi, 50 milyon Euro gitti. Grupta ilk 8'e kalacakken derbi öncesi play-off oynayıp ağır bir mağlubiyet aldı ve elendi. Türkiye Kupası'nda da deplasmanda derbi oynamak zorunda kaldı. Bunlara transferdeki yanlışları, oyunun geriye gitmesini de eklerseniz Buruk'un kampanya sahibi aramak yerine öz eleştiri yapması gerektiğ-i ni artık kabul etmesi gerekiyor. Takımı güçsüz, iyi çalışmıyor, magazin sayfalarında bol bol fotoğrafları ve gece hayatında şahitleri var. G.Saray taraftarı önce başarıyı sever, sonra başarıyı getirenleri.
TFF NEREDEYSE MOURİNHO'NUN BOYNUNA SARILACAK
MURAT ÖZBOSTAN: Mourinho, Vincic'i tebrik ederken, "Sendeki t… bunlarda yok" demiş ve bunu da Kadir Sağlam raporuna yazmış. Galatasaray, TFF'ye başvurarak Portekizli teknik adamın cezasına itiraz etti. Ki 4 maçlık ceza da 2 maça indirilmişti. Cezalar adaletsiz mi?
LEVENT TÜZEMEN: Bir atasözü şöyle der, terbiyesize haddini bildirmezsen kabahatini marifet zannedermiş. Mourinho'nun Türk futbolu ile ilgili kullandığı söylemler maalesef TFF'yi rahatsız etmiyor. "Bu lig kokuyor. Bu lig toksik. Bu lig karanlık. Bu ligi kim izlesin. Bilseydim gelmezdim. Maymun gibiler. Ormanda oynadık" söylemleri Türk futboluna zarar vermiyor mu ki TFF'dekiler rahatsız olmuyorlar. Nerede marka değeri? Fatih Terim, Okan Buruk ya da Abdullah Avcı, bunları söylese acaba nasıl bir tepki görürlerdi? İnanıyorum ki yerden yere vurulurlardı. Mourinho'ya ise inanılmaz bir hoşgörü var. Özellikle TFF yönetimi neredeyse, "İyi ki bu sözleri söyledin" deyip Portekizli hocanın boynuna sar-ı lacak. Vincic ve Kadir Sağlam'ın bulunduğu ortamda "Sendeki t.. bunlarda yok" demesi, maalesef çok çirkin. Ama TFF'ye göre güzel sözler.
GÜRCAN BİLGİÇ: Adaleti nasıl tartışacağız. "Bir daha bu sahada maç yönetemezsin" cümlesine de ceza gelmedi. Birisi tehdit, öteki şık olmayan bir tespit. Keşke olmasa ama sahada veya soyunma odasındaysanız, argo hitaplar o duvarların bir parçası. Eğer gömlek yanlış iliklenmişse, sonrasını yorumlarken de doğrudan uzaklaşırsınız. Galatasaray'ın hedefi, 'Bakın Mourinho Türk hakemlerine ne dedi' kısmını, kalan maçları yönetecek hakemlerin kulağına üflemek.
AHMET ÇAKAR: Cezalar adaletsiz. Mourinho en az 4 maç ceza almalıydı. İki maç "Maymunlar gibi zıplıyorlar" ifadesinden ki bu bana göre ırkçılık değil sportif terbiyesizlik. 2 maç da soyunma odasında Kadir Sağlam'a kullandığı aşağılayıcı sözlerden. Burada ciddi bir Mourinho lehine ceza indirim adaletsizliği yapılmıştır.
BÜLENT TİMURLENK: Kadir Sağlam'ın raporu sonrasında verilen ve indirim yapılan cezanın hukuki olarak doğru olup olmadığını anlayabilmemiz için illa ki Galatasaray'ın itiraz mı etmesi gerekiyor. Öncelikle bence G.Saray'ın müdahil olabileceği bir konu değil bu. Raporda yazdığı üzere Vincic'in önünde hakarete uğramış bir hakem var. Bu konunun tarafları F.Bahçe Teknik Direktörü, PFDK ve TFF. Derbilere yabancı hakem getirip Türk futbolunu kurtaracağına inanan bir Federasyon Başkanımız var. Güzel oyunun güzel kalabilmesi için acilen koLtuğundan kalkması gerekiyor. Elbette beraberinde MHK Başkanı'nı da götürerek.