Rakamlar ötesi
Lazio Başkanı Lotito inat etmeyip 500 bin Euro daha verse sezon başında Muslera'nın bir yıl kalmış kontratını 5 sezona uzatacaktı. O sezon G.Saray ligde 16 mağlubiyet aldı. 2011 yazında Copa America vardı ve belki de sarı-kırmızılı kulübün yönetim tarihinde ellerini en çabuk tuttukları transfere imza attılar. Muslera 'Evet' dedi, kupayı Uruguay aldı. Gecikseler devler önünde sıraya girerdi. Bugün neredeyse bir fotoğraf karesine sığmakta zorlanılan kupalarla veda ederken 16 mağlubiyet almış takıma gelen adam, son 3 sezonunda Okan Buruk yönetiminde sadece 7 maçta mağlubiyet üzüntüsü yaşadı. Uruguaylı file bekçisinin büyük kaleciliği kadar bunca yıl G.Saray'dan ayrılmayı düşünmemesi -elbette iyi kontratları vardıve G.Saray'ın da onu 14 yıl boyunca kadrosunda tutmayı başarması, o büyük kaleciliğin yanında çok büyük bir futbol doğrusudur.
***
Napoli tarihinin en çok gol atan adamı, şampiyonluk kazanamadan ayrıldığı şehirden pekala İtalyan devi Juventus'a gidebilirdi. Önerilen rakam 5 milyon Euro'ydu. Mertens'in tulum peyniri yiyip çay içeceği varmış! 30'ların ortasında Türkiye'ye gelen bir Serie A efsanesinin, bir gün olsun ne oynadığı pozisyonu ne de yedek kalmasını dert etmeyip sahada ve tesiste hocasının sağ kolu gibi davranması, attığı goller ve yaptığı asistlerden çok daha önemlidir.
Büyük bir kaleci gittiğinde yenilecek gollerin, önemli bir futbol aklı gittiğinde çözülecek maçların endişesi düşer taraftarın aklına. Söz konusu Muslera ve Mertens olunca işte bunlar istatistiklerden fazlası. G.Saray, sadece rakamlarla anlatılmayacak kadar iki büyük karakter ve yürek ile vedalaştı.