Umut Bulut'tan çok özel yanıtlar

Galatasaray'dan Kayserispor'a transfer olan Umut Bulut, Lig TV'nin Quiz programına konuk oldu. Milli futbolcu birbirinden ilginç sorulara çarpıcı cevaplar verdiği röportajında kendisi ile ilgili bilinmeyen bir çok konuya da açıklık getirdi. İşte Umut'a sorulan sorular, ve aldığı cevaplar... Unutamadığın gol: İstanbulspor maçında attığım goldü. Ankaragücü'ndeki ilk maçımdı. 90+2'de atmıştım. En güzel gol: Aslında birkaç taneden fazla golüm var. Ankaragücü'nde oynarken, Kayserispor'a attığım slalom golü var ve Toulouse'ta uzaktan attığım bir gol var. Portekiz'e attığım golde aynı şekilde. Unutamadığım gollerden bir kaç tanesi bunlar. En anlamlı maç: Trabzonspor-Fenerbahçe Türkiye Kupası, 3-1 yendiğimiz maç. En iyi oynadığın maç: Buna da Türkiye Kupası'ndaki Fenerbahçe maçını söyleyebiliriz. Türkiye Kupası finalinde 3-1 yendiğimiz maçtı. Çünkü, en anlamlı maçtı bizim için. En kötü oynadığın maç: Kayserispor maçıydı. 3-3 bitmişti içerideki maç. İlk yarının son dakikasıydı. Maç 1-1'di. O sıra altı pastan kaçırdığım bir gol vardı. Aslında, en kötü oynadığım maçlardan bir tanesi demeyelim ama o golleri kaçırdığım zaman kendime inanamıyordum. En sevindiğin maç: Olimpiyat Stadı'nda İBB'yi yenmiştik. 3-1 bitmişti. En üzüldüğün maç: Eskişehir maçıydı. Çünkü, şampiyonluğa giderken en önemli maçımızdı. Eskişehir'de 0-0 berabere kalmıştık. O maç en üzüldüğüm maçtı. İki tane pozisyona girmiştim, bir tanesi penaltı noktasının oradan sol ayağımla vurdum, kalecinin üstüne gitti herhalde. Bir de son dakika kafa pozisyonum vardı. O pozisyonda dışarı gitti. Kötü bir maçtı bizim için. En etkilendiğin stat: TT Arena Stadı. Çünkü gerçekten atmosferi, ambiansı çok güzel. Ambians taraftarla birleştiği zaman ortam çok güzel oluyor. İdolün: Hakan Şükür. Küçüklüğümden beri her zaman Hakan abiyi beğenerek izledim. Hem kişiliğiyle, hem futbolculuğuyla örnek aldığım bir insan kendisi. En iyi anlaştığın oyuncular: Burak Yılmaz ve Gökhan Ünal. Çünkü ikisiylede hem Trabzon'da hem milli takımda beraber oynadık. Petrol Ofisinden bu yana gelen bir arkadaşlığımız var. En sevdiğin şarkıcı: İbrahim Tatlıses. Yıllardır zaten bıkmadan dinlediğim en güzel parçalar, abimizindir. Serdar Ortaç ve Tarkan'ı da çok beğenirim. Bayanlardan da her zaman zevkle Sıla'yı dinlerim. Onun da sesini çok beğenirim. En beğendiğin futbolcu: Brezilyalı Ronaldo. Küçüklüğümden beri ona karşı bir hayranlığım var. En iyi kaleci: Tolga Zengin. Buna tabiki Muslera'yı da söyleyebilirim. İkisi de çok iyi kaleciler. Tolga'nın çok kurtarışları vardı, biz şampiyonluğa giderken çok maçta kurtardı. Muslera, Karabük maçında Eskişehir maçında, çok net 6 pastan 2-3 top çıkardı. En yetenekli futbolcu: Selçuk İnan. Selçuk'un yetenekleri çok fazla, anlatmaya gerek yok. Yaptığı her şey ortada. Topu ayağına aldığı zaman, kaybetmeme özelliği olan biri ve attığı her pası isabetli. Her futbolcunun önüne veya ayağına istediği şekilde isabetli atan bir futbolcu. En çalışkan: Gökhan Zan. Bir kaç tane daha futbolcu var ama şuanda aklıma gelen Gökhan Zan. En tembeli: En tembel demeyelim de idman yapmayı birazcık sevmeyen Jaja'yı söyleyebiliriz. En çok zorlayan: Alex. Brezilya maçında oynadığımda gerçekten ona karşı çok zorlandım. Çok iyi bir futbolcu ve ilk Ankaragücü maçında da, Trabzon'a ilk geldiğim dönemde de Servet'e karşı çok zorlanmıştım. Servet de diyebilirim bu soruya. En iyi şarkı söyleyen: Colman. Trabzon'da kendi aramızda bir ortam olduğu zaman hemen Colman'ı çıkarırdık. O da sağolsun bize söylerdi bütün şarkıları. En kötü şarkı söyleyen: Serkan Balcı. En fazla yemek yiyen: Gökhan Zan. En çok duşta kalan: Benim. Zaten bütün arkadaşlarım da herhalde Quiz'de beni söylediler. En cimri: Cimri demeyelimde tutumlu dersek Yattara'yı söyleyebiliriz. En çok konuşan: Serkan Balcı. Serkan konuştuğu zaman, susturmak için baya uğraşırız. Ama sağolsun tatlıdır, çok şekerdir. Bizide güldürür. En az konuşan: Ferhat Öztorun. Konuşursan seninle konuşur, konuşmazsan dinler. O da çok sevdiğimiz bir kardeşimiz, arkadaşımız. En bonkör: Tolga Zengin, Selçuk İnan, Burak Yılmaz ve Gökhan Zan. En doğrucu: Hüseyin Cimşir. Hüseyin abiyle, hala görüşürüz. En gaddar: Ayman diyebiliriz. Biz Trabzon'da da beraber oynadık. Gençlerbirliğinde oynarken de karşılıklı oynadık. Antrenmanda da maçtada aynı şekilde hiç acımadan girerdi. En şık giyinen: Burak Yılmaz. Selçuk'da aynı şekilde özen gösterir. Onlar beraber güzel giyinmeye dikkat ederler. En kötü giyinen: Jaja'yı söyleyebiliriz. Genelde, herhalde uykudan kalkıp antrenmana gelirdi. Yattığı kıyafetle gelirdi. Lakabın: Özellikle Selçuk başta olmak üzere herkes 'golcü' der. Biz de elimizden geldiğince gol atmaya çalışıyoruz. En yumuşak: Ergün abiyi söyleyebilirim. Zaten kendisinin lakabı buz adamdı. Topu ayağına aldığında çok sakin oynayan, TV'den izlediğim az da olsa karşılıklı oynadığımız Ergün Abi için en yumuşak futbolcu diyebilirim. En iyi teknik direktör: En iyi teknik adam, Fatih Hoca ve Şenol Güneş. Fatih Hocanın kariyerini zaten söylemeye gerek yok. Fatih hocayla çalışmak ve o anı yaşamak lazım, o zaman Fatih Hoca'yı özellikle futbolcular daha iyi anlıyor. Şenol Hoca'da takım için elinden geleni yapıp ve futbolcularla arasını iyi tutup takımın hep iyi olmasını ister. O da çalıştığım en iyi teknik direktörlerden bir tanesi. En kötü teknik direktör: Benim oynadığım dönemlerde tabiki teknik direktörler elinden geleni yapıyor ama ligdeki mevcut kadroyla biraz başarısız olan teknik direktörlerden, Trabzon'a ilk geldiğimde Lazaroni'yi söyleyebilirim. İletişim kopukluğu da olabilir. Trabzon'un yapısını, yöresini bilmediği için orası büyük bir camia, hafife aldı gibide görülebilir ama çok zor bir dönemdi bizim için. İdol teknik direktör: Fatih hoca'dan ve Şenol hoca'dan öğrendiklerimiz var. Öğrendiklerimizden kısmet olursa bizde onlar gibi yaptıklarını uygulamaya çalışırız. Tabi ki antrenör olmak gibi bir düşüncemiz var ama çok zor, yani kolay değil zor ama onlar gibi onların öğrettiklerini bizde ileride uygulayabilirsek güzel olur bizim için. En sevdiğin hakem: Şuanda hakemliği bıraktı ama Bünyamin Hoca'yı severdim. Sahanın içinde bize kızardı, bizde ona kızardık ama yinede ben Bünyamin Hoca'yı severdim. En sevdiğin şehir: İstanbul tabiki, İstanbul sadece Türkiye'nin değil dünyanın en güzel şehirlerinden bir tanesi. Doğup büyüdüğüm şehir Ankara, yıllarım orada geçti. Ankara'yıda söyleyebilirim ve Trabzon'da benim en sevdiğim şehirlerden bir tanesi. En sevdiğim film: Gladyatör. Sinemada ilk izlediğimde, hayranlıkla izlediğim bir filmdi. Ondan sonra DVD'sini aldım. Evde, uçakta, deplasmanlarda ve kamplarda devamlı izlediğim filmlerdendi. The Last Samurai de en sevdiğim filmlerden bir tanesi. En sevdiğin aktör: Allah rahmet eylesin çok sevdiğimiz, bütün Türk halkının hala dilinde olan Kemal Sunal ve Şener Şen. İkisini de çok seviyorum. Hala filmlerini izliyorum, arkadaşlarımla aramızda hala esprileri devam eder. En iyi golcü: Ronaldo (Brezilyalı). Çünkü, dünyanın bana göre gelmiş geçmiş en iyi futbolcusu. Son vuruş ustası diyebiliriz, tek vuruş. Bu anlamda en hayranlıkla izlediğim futbolculardan bir tanesi. Futboldan kazandığın ilk para: Kazandığım ilk parayla, babamın borçları vardı onları kapattık. Aileme ve sevdiklerime hediyeler almıştım ama şuanda ne aldığımı hatırlamıyorum.

LİGLER

SÜPER LİG

ORGANİZASYONLAR

A SPOR PROGRAMLARI

CANLI TV YAYINLARI

CANLI RADYO YAYINLARI

Umut Bulut'tan çok özel yanıtlar

Galatasaray'dan Kayserispor'a transfer olan Umut Bulut, Lig TV'nin Quiz programına konuk oldu.