Cengiz'in parıltısı
Beşiktaş, Başakşehir karşısında son dakika golüyle kazandı. Bu galibiyet sadece 3 puan değil, camia için moral ve umut oldu. Hele ki camianın evladı Sergen Yalçın'ın ikinci gelişinde taraftarla buluşması böylesine güzel bir sonla taçlanınca, herkesin yüzü güldü. Ama bir gerçeği de söylemeden geçemem: Keşke futbol yapılanması zamanında ve doğru şekilde yapılsaydı. Keşke transferler son dakikalara bırakılmasaydı. Hele bonservisle alınan futbolcular hazırlık kampına katılsaydı, bugün çok daha farklı şeyler konuşuyor olurduk. Beşiktaş'ın artık kurumsal bir futbol aklına, sürdürülebilir bir yapıya ihtiyacı var. Şimdi önümüzde Göztepe maçı var. Eksikler can sıkıyor ama Demir Ege ve Kartal Kayra gibi gençlere çok güveniyorum. Yıllar önce Balıkesir'den Eren Koç hocamdan aldığım telefonla 14 yaşındaki Cengiz Ünder'i yakından takip etmeye başlamıştım. Altınordu'da parlamadan önce hem Cengiz'i hem de Çağlar Söyüncü'yü Beşiktaş'a önermiştim. Ne yazık ki o dönemki başkan bu işe ilgi göstermedi. Cengiz'le bağımız hiç kopmadı. Roma'da Serie A'yı sallarken zaman zaman buluştuk. Bugün Beşiktaş formasıyla yeniden parlamaya hazır. Beşiktaş'a galibiyeti getiren golü klasını gösterdi. Kimse şaşırmasın, yılın transferi Cengiz Ünder olabilir.
GENÇLERİMİZ; GURURUMUZ!
Son dönemde spor sahalarında yaşadıklarımız beni çok mutlu ediyor. Kadın voleybol milli takımımız dünya ikincisi oldu, ardından basketbol milli takımımız Avrupa ikincisi. Kaçan şampiyonluklara üzüldük ama bu gençlerimizle ne kadar övünsek az. Vargas ve Adem Bona genç yaşta ülkemize gelip yıldızlaştılar. Larkin de ay-yıldızlı formayı gururla taşıyan büyük bir yıldızımız. Buradan kulüp başkanlarına sesleniyorum: Milyon dolarları transferlerde sokağa atmayın. Gerçek cevher altyapıda! Bugün voleybolda, basketbolda dünyaya parmak ısırtan gençlerimizi yetiştirdik. Futbolda da başarının anahtarı budur. Atamız boşu bu vatanı gençlere emanet etmedi. Gençlerimize inanalım, güvenelim, önlerini açalım. İşte o zaman Türk futbolu da büyük başarılara yelken açar.