Kartal’da menemenle başlayan dostluklar!
18 Mayıs 2016, Çarşamba

MURAT ÖZBOSTAN

Kartal’da menemenle başlayan dostluklar!

Fikret Orman'ın Beşiktaş'ın başkanlık koltuğuna oturması, siyah-beyazlı kulüp için milat oldu... Çok sıkıntılı bir süreçten geçiyordu Beşiktaş… Kulübün kapısında icra kamyonlarının beklediği, alacaklıların sıraya girdiği bir alacakaranlık kuşağına girmişti Kara Kartal… Beşiktaş'a ilişkin medyaya yansıyan haberler; sadece borç yükü ile alakalıydı. Öylesine bir girdabın içine girmişti ki Beşiktaş, sportif başarı Kaf Dağı'nın ardı gibi görünüyordu.. Yönetim o sıkıntılı süreci, o darboğazı, akıllı adımlarla yavaş yavaş atlattı, asla popülizm batağında boğulmadı, asla hayal tacirliği yapmadı… Önce adını 'Feda' koydular, genç oyuncuların dilinden, huyundan, suyundan anlayan Beşiktaş efsanesi Samet Aybaba ile yola çıktılar… Aybaba hoca, elindeki imkanlar doğrultusunda piramidin temellerini sağlam attı, Beşiktaş'a oyun karakteri ve futbol kamuoyunun takdirini kazanan bir anlayış kazandırdı. Kahır çeken Aybaba, tesislerde düzenlediği menemen partileri ile öğrencilerine arkadaşlığı, takımdaşlığı öğretti, paylaşmayı felsefe edinmelerine vesile oldu… Adım adım ilerleyen Beşiktaş yönetimi, Aybaba sonrası yine akılcı bir hamle yaptı, Slaven Bilic ile takıma uluslararası kültürü kazandırdı. Entellektüel Hırvat teknik adam idaresinde Beşiktaş, pahada hafif yükte değerli oyuncu transferleri ile rasyonel adımlarını sürdürdü ve oyun kalitesini bir tık daha yukarı taşıdı. Şampiyonlar Ligi ön eleme turunda Arsenal karşısında, Avrupa Ligi'nde ise Liverpool karşısında ortaya konan oyunlar, bugünlerin müjdesiydi esasında. Kulübe zenginliğinin az olması üzerine erken yorulan Beşiktaş, geçen yılı belki es geçti ama yönetimin kapristen uzak idare anlayışı, Şenol Güneş hamlesi ile piramidin son taşını yerine koydu. O günleri atlatan Beşiktaş, şimdi 250 milyon lira geliri kasasına koyan, imrenilecek bir stada kavuşan bir hüvviyete kavuştu ve bir dev olma yolunda ilerliyor. Üniversitelere tez konusu olacak bir hikaye var elimizde… Bu yönetimin işbaşı yaptığı ilk günden bu yana yaptığı akılcı hamlelerin, rasyonel oyuncu tercihlerinin daha fazlasını bekliyoruz şimdi… Beşiktaş, sevinmeyi, Vodafone Arena'yı düğün evine çevirmeyi, 40 gün 40 gece eğlenmeyi sonuna kadar hak etti… Güneş ve öğrencilerinin gözlerin pasını silen futbol düzeninin, Türkiye Ligi'ne fazla geldiği aşikar… Lakin hedef artık üst seviyede tutunmak, yıllar sonra adım atılacak Şampiyonlar Ligi'nin seviyesine uyum sağlamak olmalıdır. Güneş'in Beşiktaş'ı Fatih Terim'in UEFA Kupası'nı havaya kaldıran Galatasarayı'nı hatırlatıyor… Terim'in 4 yıl boyunca işlediği Galatasaray, her sezon biraz daha üstüne koyarak nihayetinde tarihi bir başarı ile UEFA Kupası'nı müzesine götürmüştü. Tarihinin en pahalı kadrosunu kuran Fenerbahçe'nin elinden şampiyonluğu alma başarısı gösteren Güneş idaresindeki Beşiktaş'ın, böyle bir kulvara koşmaması için hiçbir sebep yok. Taraftar sevincini doyasıya yaşasın ama yönetim kolları sıvasın, başta Gomez'in durumu olmak üzere belirsizlikleri ortadan kaldırsın, Şampiyonlar Ligi için gerekli yatırımları yapsın… Ki yaptıklarının yapacaklarının teminatı olduğuna inanıyoruz.
BİZE ULAŞIN