ÖNEMLİ OLAN RUH - YUNUS EMRE SEL
Eksik futbolcular, tam maç başlayacakken şanssızlıklar, ağza getirilen yürekler, ağzı açık bırakan goller, tutulan nefesler, gol için saklanan formalar, baskılar, hatalar ve çıkarılan dersler, tereddütler, karamsarlıklar, direnişler...
Ardından ilk yarı sonuna kadar süren derin bir sessizlik.
Bu sessizlik Nwakaeme ile başlayacak, Djaniny ile zirveye ulaşacak, Cornelius ile kendini bulacak fırtınadan önceki sessizlikti… Trabzonspor oldukça zorlandığı bir 10 dakikanın karanlığından süperstar performanslarıyla çıktı. İkinci yarıda ise tıpkı ilk yarının 10 dakikasında olduğu gibi bir Gaziantep baskısı vardı.
Bu dakikalarda futbol şansı Trabzonspor'un yanındaydı.
En güçlü yanı duran toplardaki defans oyunu olmasına rağmen dün daha çok pozisyon veren bir takım görünümündeydi eksiklerin etkisiyle.
Bu dakikalarda Trabzonspor kontra ile fırsatlar da yakaladı fakat farkı artırma şanslarında Günay'a takıldı.
Uğurcan, Hamsik, Bakasetas… Ligin en dominant, en formda üç oyuncusunun mahrumiyetine Erce'nin maçın başlamasına saniyeler kala yaşadığı sakatlığın eksikliğini de ekleyin.
Trabzonspor bir başka klişeyi daha tarihin tozlu fikstürlerine gömdü; eksikler sadece kağıt üzerindedir, önemli olan sahaya çıkan ruh ve formasyona olan bağlılıktır.
Trabzonspor verdiği mücadele için sadece bir basamak çıktı ama bundan sonraki basamaklar için yere daha sağlam basmak gerekiyor.
BECERİ FARKI - REHA KAPSAL
Formda olan Trabzonspor'un lige verilen milli aradan sonra nasıl bir performans göstereceği merak ediliyordu. İlk olarak bordo-mavililerin işler iyi giderken bu arayla beraber o ritmini tekrar yakalayıp yakalayamayacağı, bu dönüşün sahaya nasıl yansıyacağı soru işaretiydi. İkincisi de kaleci Uğurcan, Bruno Peres ve takımın oyun akılları Bakasetas ile Hamsik gibi isimlerin olmamasından dolayı takımın ortaya koyacağı oyun kalitesi ve saha iyi uygulaması nasıl olacaktı?
Trabzonspor buna net cevaplar verdi.
Maçı 2 başlıkta değerlendirmek gerekir.
1 - Suat Arslanboğa'nın verdiği bazı kararlar hatalıydı. Bu kararları doğru şekilde cesaretle vermesi gerekirdi. Çünkü bordo-mavililerin böyle bir yardıma ihtiyacı yok. Lider durumdalar. İyi giden görüntüleri var.
Eksik de kalsalar, aleyhlerine kararlar da çıksa ritim yakalamış, saha içinde ve dışında güçlü bir yapı oluşturmuş bordo-mavililerin (Tabii ki her şeyin garantisi olmaması kaydıyla) reaksiyon gösterip maçı kendi lehine çevirme ihtimali vardı.
2 - Trabzonspor'un farklı galip geldiği maçtaki oyun anlayışı doğruydu.
Trabzonspor özellikle ilk yarıda hücumdaki kaliteli oyuncuları olan başta Nwakaeme, Djaniny ve Cornelius ile skor ürettiler.
Belki saha içinde oyun liderleri Hamsik ve Bakasetas olmamasına rağmen Nwakaeme'nin aldığı sorumluluk, takımını hücumda organize etmesi önemliydi. Bu maç Trabzonspor'da kimin değil, neyin oynandığı saha içindeki göstergesiydi. Bu takımdaşlıkla Trabzonspor zaten şu an ligimizde hem oyun olarak hem de puan cetvelinde farkını ortaya koymuş durumda.
İkinci yarı 55-65 dakikalar arasında Trabzonspor'un eski alışkanlığı nüksetmeye başladı. Orta saha ve hücumda topu tutamadılar. Geriye yaslandılar. Savunmayı kendi ceza alanına kurdular. Skoru koruma telaşına düşünce bu bölümde Gaziantepspor'un 2 topu direkten döndü. 1 de net poziyondan yararlanamadılar. Bir anda maç 3-3'e bile gelebilirdi. Evet eksikler olabilir, doğru ama geçtiğimiz sezonlarda hep bunu dile getirmiştim. Bu saha içindeki gel-giti ve oyun dengesizliğini bordo-mavililerin çözmesi gerekir.
Trabzonspor bu kadar önemli eksikleriyle çıktığı bir maçta, 90 dakikanın genelinde olmasa da bölüm bölüm yaptığı mücadele ve hücumdaki becerikli ayaklarıyla 3 puan alıp hem liderliği hem de puan farkını korumasını bildi.
