Spor yazarları Türkiye-İspanya maçını değerlendirdi!
A Milli Futbol Takımı, 2026 FIFA Dünya Kupası Avrupa Elemeleri E Grubu ikinci maçında Konya'da İspanya'yı ağırladı. Milliler zorlu mücadeleden 6-0'lık yenilgiyle ayrıldı. Fotomaç Gazetesi yazarları da Türkiye - İspanya mücadelesini çarpıcı sözlerle değerlendirdi. İşte ayrıntılar... | Son dakika spor haberleri
"İspanya'ya karşı benzer oyun karakterine sahip oyuncularla oynamak tarihi bir hataydı. Onlar kanatlar dahil ön bölgede Yamal, Williams, Merino, Oyarzabal, Pedri gibi çabuk, hızlı ve teknik oyuncuları kullanırken biz de Kerem, Yunus, Arda ve Kenan'la oynadık. Ön tarafta biz onları taklit ederken onlar savunmalarını da çabuk oyunculardan kurmuşlardı. Topyekün üzerimize geldiler, ön alan baskısında bize nefes aldırmadılar. O nedenle çuvalla pozisyon verip çuvalla gol yedik. Yamal gününde olsa 8-0'lık İngiltere hezimetini mumla arayabilirdik."
"Yamal'ın karşısında Eren yerine Ferdi olsa, savunma ve orta sahada Samet, Oğuz gibi mücadeleci oyuncuları tercih edip, önde bir tek hızlı adam bırakıp uzun ve etkili pas atan Orkun'u kenarda unutmasaydık belki yine yenilirdik ama manzara böyle feci olmazdı... Savunmamızın iki kanadı koridor oldu, orta sahada top görmedik, faul bile yapamadık vesselam. Yamal, Williams, Merino, Oyarzabal, Pedri vızır vızır gelip geçerken biz seyrettik. Haddimizi bilmeden oynadık maalesef İspanya haddimizi bildirdi."
"Gürcistan maçında patron bizdik ve öyle oynadık ama bu maçın patronu dünya şampiyonu İspanya'ydı ve biz böyle bir rakibe karşı yapmayı değil bozmayı hedeflemeliydik. İstanbul'a gelmiş bir Anadolu takımı gibi oynasak böyle bir fark olmazdı. Bir jenerasyon yakalamak önemli ama o jenerasyonun yenilmez armada olması için ciddi süre gerekir. İspanya 2008 Avrupa Şampiyonluğu'nun ardından 2010'da 46 yıl sonra Dünya Şampiyonu olunca başka bir takım haline geldi. O gün bugündür sürekli oyunları gelişiyor. Biz dört iyi futbolcu bulduk diye kendimizi İspanya sandık... Durun bakalım daha dün bir bugün iki."
GÜRCAN BİLGİÇ - ÇARESİZLİK
"Biz seyrederken "çaresizliği" bu kadar derinden hissettik, kim bilir sahadaki oyuncuların ruh hali nasıldı… Bir çok açıdan bu maça yaklaşım yapılabilir; kimi "adamların futbol kültürü var" diyebilir, kimisi ekstra oyuncu kalitesinden bahsedebilir. Uğurcan'ın uzatma dakikalarındaki kurtarışı olmasa Gürcistan'ı yenemeyecek kadronun, İspanya'ya karşı kaleyi savunabileceğine Montella'yı ne inandırdı merak ediyorum. Bu soru cümlesi saygıdan aslında. Müthiş İtalyan, Türk Vatandaşlığı'na geçmeden önce sabrımızı deniyor da olabilir."
"Karşılaştığı her rakibin kalesine yürüyerek, sakin ve bilerek gelen bir İspanya karşısında, merkezi iki oyuncuya bırakıp, "Bize buradan gol atabilirsiniz" demenin nasıl bir teknik adam aklı olduğunu tartışmalıyız. Bakın; farklı yenildik. Gerçekten de darmadağın eden bir skor. Ancak devre bittiğinde üç gol yemiş iki tane yüzde yüz kaçırmış ve beş kaleci kurtarışı yazdığımız bir tablo vardı."
"Takım hakkında iyi bir şey söylenemez. Arda Güler'in sorumluluk alıp, atak organize etme çabaları da bireyseldi. Taktiğin değil, genetiğin getirdiği bir durum. İspanya'nın bizim her duran top kullanmamızın ardında kontradan üç'e iki ile gelmesi de ayrı bir dertti, hiç oraya girmeyelim. 75'e geldiğinizde sadece dört faul yapmıştık. Mental olarak da kaybetmemişiz daha maç oynanmadan. İnanmamışlar bir şey yapabileceğimize. Konya tribünlerinin müthiş desteğine rağmen başlama düdüğünde, maçın bitmesini isteyen oyunculara ve onları "feda" eden Montella'ya sahibiz. Bu hasarı onarmak kolay olmayacak. Çocukları korumalı, arkalarında durmalıyız."
ZEKİ UZUNDURUKAN - DAĞ DEVRİLDİ DE ALTINDA KALDIK!
"Oysa maç öncesinde ne kadar da ümitliydik…İspanya'nın dünyanın en iyisi olduğunu biliyorduk. Rakibin hakkını teslim ediyorduk da biz de iyi takımdık be Reşat abicim! Arda Güler'imiz, Kerem'imiz, Hakan'ımız, Kenan'ımız, Yunus'umuz vardı abicim! - Zeki kardeşim, bizim takım çoban aldatan kuşu misali, Gürcistan maçına göre değerlendiriyorsun! Bu İspanyollar'ın bize top göstermeyeceği belliydi! Fena dağıttılar bizi! Ah be Reşat Abicim! Kahroldum! Yenilirsin ama savaşarak… Dün Bizim Çocuklar, döküldüler sahada! Ne oldu bu çocuklara? Neden bu kadar zayıf kaldılar! Neden orta sahamız, defansımız elek gibiydi! Hücumcularımız sahada yok gibiydiler."
"- Zeki kardeşim, bunu Montella'ya sormak lazım! Neden daha güçlü bir orta saha ile çıkmadı! Ya da bizim gücümüz bu kadar mı? Bu çocuklar, Konya'nın etli ekmeğinden daha fazla gol yediler! İspanya oynadı, biz seyrettik! Reşat abi, bu yenilginin bir faturası çıkacak mı? Bu ağır hezimet, hocaya mı yazar, yoksa takıma mı?"
"- Zeki dostum, Montella daha savunması güçlü bir takım çıkarabilirdi. Öndeki oyuncularımız top tutamadı, savunmaya yardıma gelmedi, film gibi İspanyollar'ın attığı golleri izledi. Hocamız da kenarda biçare… Faciaya seyirci kaldı. Nazar boncuğu olsun diyeceğim de… Olmaz be kardeşim! Bu kadar da gol yenir mi? İspanya ile bizim Milli Takım arasında bu kadar mı fark var? Konya'da tribünleri dolduran taraftarlara yazık! Dersimize iyi çalışmamışız. Ağustos böceği gibi saz çalmışız! Adamlar karınca gibi!"
"Gürcistan maçı bizi yanıltmış Reşat abicim! Uğurcan Çakır ile İspanyol oyuncuları arasında oynanan bir maç izledik! Peki ya Ardamız, Kenanımız, Hakanımız, Keremimiz, Yunusumuz ne yaptı? Neden bu kadar kötü oynadılar! Kafamda deli sorular var Reşat abi! Çıldıracağım abi! Stresten bir avuç saçım döküldü, maç notlarımın üzerine! - Bak Zeki kardeşim, bu İspanya, uzay takımı gibi! Neyle besleniyor bunlar! Neden bu kadar güçlüler; neden bu kadar çabuklar! Neden bu kadar gol attılar! Bu Yamal, Mars'tan mı geldi? Çocuk; jet gibi, çalım makinesi gibi…"
"Reşat abi, biz bugün 13 futbolcu ile sahaya çıksaydık bile bu İspanya'yı yenemezdik! Emek, alınteri, takım bütünlüğü, yetenek, güç, zeka… Ne ararsan var bu takımda! Bu maç uzun yıllar unutulmaz! Kabus gibi bir maç gecesi yaşadık! Sanki dağ devrildi de altında kaldım be Reşat abi! Keşke bir gol atabilseydik şu İspanya'ya! Kaybettik, yıkıldık, hüsrana uğradık! Ben yenilgiyi bile size yakıştıramazken; 6 yemek nedir be çocuklar! Bizim Çocuklar, çok üzdünüz bizi… Oturun, sıfır diyeceğim size!"
MUSTAFA ÇULCU - MAÇI KARTSIZ TAMAMLADI
"Son yılların en yetenekli en iyi jenerasyonuna sahip bir milli takımımız var. Lakin karşımızda da genetiğinde ayağa pas, pres, saha parselasyonu olan futbolun tüm aksiyonlarını başarı ile yapan üst düzey bir sistem takımı var. Yetenekli, kreatif, çabuk, atletik, adam eksilten, oyun aklı ve ezberi olan oyunculardan kurulu. İspanya ile aramızda büyük sıklet farkı olduğu net ortaya çıktı. İspanya ritimli hızlı pas ve çabuk oyunu ile daha ilk yarıda farkı yakaladı. Kanat beki ile stoper arasına defans arkasına atılan toplarda sıkıntı yaşıyorlar. Kerem ile böyle bir pozisyon yakaladık lakin ofsayttı."
"Böyle bir takıma karşı önde Yunus, Arda, Kenan, Kerem dörtlüsü ile oynayınca lüks oldu. Savunmada yetersiz kaldık ve çok açık verdik. Böyle bir savunma anlayışını rakip iyi kullandı farka gitti. Her atakta çok kalabalık geldiler ve goller buldular. Gürcistan maçına da İspanya maçına da aynı kadro ve aynı oyun anlayışı ile çıkmak ne kadar doğruydu? Çünkü iki takım arasında oyun anlayışı olarak siyah ile beyaz gece ile gündüz kadar fark var. Dünya futbolu ile aramızdaki farkı görme açısından çok ders çıkarmamız gereken kötü bir test maçı oldu. Üzücü bir sonuç."
"İngiliz Micheal Oliver 40 yaşında Uefa'nın ve İngiltere'nin tartışmasız en iyi hakemlerinden. Geçen sezon UEFA ve FIFA'da 18 maçla bizim 7 FIFA hakeminin tamamından daha fazlasını tek başına yönetti. VAR hakemi ise 38 yaşında Avustralya kökenli olup ilk defa Premier Lig'de maç yöneten yabancı Jarred Gillet. Perşembe akşamı YunanistanBelarus maçında düdük çaldı. UEFA maça hakem ataması olarak özen göstermiş. Oliver maçta hiç zorlanmadı. İspanya'nın 4. golü öncesinde Eren ile Torres hava topunda faul yoktu hakem doğru kararla oynattı. İlk yarıda Yamal lehine çok basit temasa bir faul çalmanın dışında sahada oyuna katkı sağlayan muhteşem bir hakem vardı. Sarı kart göstermeden 15 faul ile maçı tamamladı."