Rüştü Reçber, Hürriyet gazetesindeki köşesinde Arda Turan'a destek olurken Terim'i de sert sözlerle eleştirdi.
Rüştü Reçber, Hürriyet gazetesindeki köşesinde Arda Turan'a destek olurken Terim'i de sert sözlerle eleştirdi.
İşte o yazı:
Her maç öncesi bir kriz, bir kaos... Artık bıkkınlık geldi.
Evet, kesinlikle ortada yanlış bir hareket var. Ancak bu, Arda'yı topla halde yerden yere vurmayı, itibarsızlaştırmayı haklı gösterir mi?
İnsanın olduğu yerde hata da vardır. Herkes böyle söyler. Ancak bunun kişiye göre değiştiğini de çok gördük, görüyoruz...
Hocaları, Arda ve arkadaşlarını ihanet ve şerefsizlikle suçlarken susanlar, şimdi ortaya çıktı.
Arda'nın davranışını ve yerini kabul edemem. Sevgili Bilal Meşe'ye de 'Geçmiş olsun' derim. Ama yangına körükle giden bir hoca ile yönetimin ve bu olayın gerçekleşmesine ortam sağlayanların hiç mi kabahati yok?
VOLKAN DA TUZAĞA DÜŞMÜŞTÜ
Bakın, tıpkı Volkan Demirel olayındaki gibi, ortam hazırlandı, beklenildi ve Arda da gelip bu tuzağa düştü. (Volkan'ı bu konuda 6 ay önce uyarmıştım).
Bu tuzağı kuranlar belli. Ve bir gün nasılsa her şey gün yüzüne çıkacak. Bu insanlar kimsenin yüzüne bakamayıp, saklanmak için delik arayacak.
- Hocanın maç öncesi imalı konuşmalarına bakın.. Yine yarım ağızla söylenen cümleler ve hedef saptırmalar...
- Bir tarafta Bilal Meşe'nin ismini söylerken, diğer taraftan onu alkışlatmış futbolcusunun adını anmıyor.
Açıkçası Arda yokmuş gibi davrandığını görünce hem utandım, hem üzüldüm. Ama bu açıklamaları yapanın kim olduğunu kendime sorunca şaşırmamak gerektiğini de düşündüm.
- Yalnız hocanın unuttuğu bir şey var. O da, kendisini alkışlatan diğer isimlerin kafasında oluşan "Acaba sıra bizde mi" sorusu...
BEKLEDİĞİM BİR ŞEY VAR
- Başkan desen, farklı telden çalıyor. Arda'ya sahip mi çıktı, yoksa yine farklı bir hesabın içine mi girdi bilinmez. "Bizim de kabahatimiz var" diyeceğine olayı siyasi boyuta getirip kapattı. Gerçi Başkan alışık.. Geçen sefer de olayları başka nedenlere bağlamıştı. Oysa krizi yönetebilse, bunları konuşuyor olmazdık.
Hala devam ediyorlar aklımızla oynamaya. Ama gün gelip hesap sorulacak, bu böyle bilinsin!
İşin aslını söyleyeyim... Futbolda köklü değişim yaklaşıyor ve onlar bunu hissediyor. Kendi düşüncelerine göre sığınabilecekleri tek liman kaldı fakat orada kalma süreleri de bitmek üzere..
- Dünkü maç mı? Bende ne maç izleme isteği vardı, ne iştahı... Bu kutsal formayı en fazla giymiş kişi olarak ben bu noktaya gelmişsem futbolseverler ne durumdadır, söylememe gerek yok.
- Bu forma için emek veren, futbolcu kardeşlerimden bir şey bekliyorum. Onu da zamanla görebilecek miyim, bakacağız!
