Flaş sözler! "Fatih Terim şanslıdır!"

• Galatasaray Galerileri
• Yayın Tarihi: 19.12.2019 - 01:55
• Güncelleme Tarihi: 19.12.2019 - 07:28

• Paylaş
• tweetle
• paylaş
• paylaş

Lig sonuncusu Ankaragücü karşısında 2-0 öndesiniz. Rakip 10 kişi ve siz, 180 saniyede 2 gol yiyorsunuz. Bunun mantıklı bir açıklaması olamaz.

Oyuncular sahada yürüyor. Ama Fatih hoca da kenarda skoru tutacak hamleler yapamıyor. Hâlâ Selçuk İnan'dan bir beklentisi var Fatih hocanın.

Oysa Selçuk'un sahada yürüyecek hali yok adeta. Şu anda herkes Fatih hocayı eleştiriyor. Çünkü formsuz. Ama hâlâ yarışın içinde Galatasaray. Devre arasında nokta atışı takviyeler yapılabilirse yine şampiyonluğun en güçlü adayı olur...

TOROĞLU: Ben futbolculara hiçbir şey diyemem. Önce teknik direktöre derim, sonra da başkana derim. Hoca bu işi yapamıyorsa demek ki bir yerde eksiklik yapıyor.

Hatayı kendisinde araması lazım Fatih Terim'in. Ama Terim için Avusturya-İsviçre Avrupa maçlarında alınan sonuçlardan sonra aynen şöyle söylemiştim: "Bu Fatih Terim öyle şanslı biri ki Boğaz Köprüsü'nden denize düşse yürüye yürüye sahile çıkar ve iki de lüfer tutar."

Galatasaray'ın rezalet Ankaragücü maçından sonra diğer takımların aldığı sonuçlar Terim'in şans yüzdesinin ne kadar yüksek olduğunu gösteriyor.

KAPSAL: Fatih Terim son iki sezon şampiyon oldu. Toplam 8 şampiyonluğu var. Başarıda bütün övgüler Fatih Terim'e mal ediliyorsa başarısızlık da ona fatura edilecek. Bu çok normal.

Galatasaray, şampiyonluğun ortaklarından biri. Puan farkını kapatabilir. Ama oyun anlamında çok fark var. Bu oyunla seri galibiyetler olmaz.

Sezon başından bu yana Galatasaray'da oyun anlamında bir gelişim yok. Mental ve fizik anlamında da söz konusu değil. Galatasaray'ı nerden tutsan elinde kalıyor. Cimbom'un çok ciddi sıkıntıları var. Fatih Terim ara transferini işaret ediyor ama sadece takviye ile dönecek bir iş değil bu.

KORKMAZ: Galatasaray'ın kötü gidişinde suçlu olanlar; hakemler, şer odakları ve spor medyası olarak lanse edilmeye çalışılsa da aklı başında Galatasaraylılar gerçeğin kesinlikle farkında.

Yönetimle teknik heyetin arasındaki kimya, Fenerbahçe'deki teknik heyet-yönetim ilişkisinden biraz iyi, Beşiktaş'takindense biraz kötü. Galatasaray'da Fatih Terim tarafından işaret edilen ocak ayında, kötü gidişe ''dur'' diyecek çözüm yine transfer odaklı algılanıyor.

Oysa ki esas çözüm, 1996-2000 sezonlarındaki devre arası kamplar (Marmaris, İspanya) gibi bir hazırlık sürecinde yatıyor benim düşünceme doğru.

'ZEKA' SORUNU MEVCUT
6'da 6 yapan Beşiktaş, Malatya'ya yenildi. İstanbul'un 3 büyük takımı bu sezon yarışta geriye düştü.
İlk hangi kulüpte hoca değişikliği yaşanabilir?

UZUNDURUKAN: Üç Büyükler'de yönetimler mali sorunlarla boğuşurken, teknik adamları da kötü gidişi durdurmak için transfere sarılıyor hemen. Oysa bizim ligimizde 'ZEKA' yani 'FUTBOL AKLI' sorunu var. Teknik adamlarımızın çoğu maçı kenardan film gibi izliyor.

Maçı çevirecek hamleler yapamıyor. Kendilerine has bir taktik veya oyun sistemi geliştiremiyor. Çünkü bizim teknik direktörlerimiz sadece yarışıyor. Oysa lig bittikten sonra yeni idman modelleri, yeni taktikler vs. bunlar üzerine kafa yormalılar.

Üç Büyükler içinde ilk hoca değişikliğinin Fenerbahçe'de olacağını düşünüyorum. Beşiktaş, Fenerbahçe'ye kaybetse bile Abdullah Avcı ile yola devam edilir.

Galatasaray'da ise kötü gidiş devam etse bile Fatih Terim istifa etmediği sürece koltukta kalır. Çünkü Fatih hocanın büyük bir kredisi var. Sonuçta son iki sezonun şampiyon hocası Terim...

KAPSAL: Abdullah Avcı'nın sezon sonuna kadar kalması gerektiğini düşünüyorum. Malatya maçında çok kötü oynamadılar ama final pasları ve son vuruşları yapamadılar.

Burak'ın saha içindeki performansının düştüğü maçlarda gol bulmakta ciddi sıkıntıları var. Ljajic bu sezon koca bir fiyasko. Çok lakayıt ve sorumsuz. Bu iki isim formsuz olduğunda hücum aksiyonları olumlu neticelenemiyor.

Bu da tabelaya yansıyor. Pas oyunundan daha direkt kaleye giden bir oyun tercih etti Abdullah hoca. Bu oyun daha oturmuş değil. Beşiktaş'ın oyununu şu an tanımlayamıyorsun.

İçgüdüsel bir oyun oynuyor. Beşiktaş şampiyonluk yarışında yer alacaksa Abdullah Avcı'nın günü değil, sezonu kurtaran oyunu bulması ve oynatması gerekir.

KORKMAZ: Ali Koç'un ''medya tarafından en az eleştirilen hoca'' ifadesi hayli yanlış ama şu ifadeye sanırım kimse itiraz etmez: ''Taraftarı tarafından en az eleştirilen ve en yüksek kredisi olan hoca; Terim''.

Aynı şeyi Avcı ve Yanal için söyleyemeyiz. Kulağımıza gelen bilgiler ve gördüğümüz manzara uyarınca görevden daha erken ayrılma olasılığında sıralama; Yanal, Avcı ve Terim şeklinde. Terim de en az diğerleri kadar tartışmalı bir performans sergilese de durum böyle.

ÇEBi'NiN ÖZÜ SÖZÜ BiR

Beşiktaş yönetimi 'Kurtuluş savaşı veriyoruz. Dibe vurmuş bir kulüp aldık' diyor. Kartal'ı bekleyen tehlike ne?

UZUNDURUKAN: Sadece Beşiktaş değil, birçok takımımız ayakta kalabilmek için savaş veriyor. Türk futbolu, işin ekonomik kısmını yönetemeyen, gelir gider dengesine göre hareket etmeyen, benden sonrası tufan mantığı ile hareket eden başkanlar ve yönetimler yüzünden batma noktasına geldi.

Kulüplerini iyi yöneten başkanlar yok mu? Elbette ki var; ama genelde kötü yönetilme sonucunda kulüplerimiz bu hale geldi. Beşiktaş, ekonomik olarak adeta iflas noktasına gelmiş. Gelirler temlik altında.