Usta yazardan Burak Yılmaz ve Ozan Tufan'a sert sözler!

Bitti bu iş | Zeki Uzundurukan Maçın ilk çeyreğine kadar her şey istediğimiz gibi gitti. Göbekten de Sissoko ve Tolisso, Griezmann'a iyi servisler yaptı. Orta sahayı kalabalık tuttuk ama Mahmut, Okay, İrfancan ve Ozan top tutup öne doğru rakip için tehdit oluşturamayınca iyice geriye yaslanmak zorunda kaldık. Böyle olunca da rakip, orta alanda bir dirençle karşılaşıp, yorulmadan kalemize indi. Çok defansif bir orta saha ile Fransızlar karşısına çıkınca öne doğru gidemedik kısacası. İlk yarıda Mert Günok, 4 muhteşem kurtarış yaparak oyunu tutmayı başardı. İlk yarıda sadece çok iyi savunma yaparak gol yemeden soyunma odasına gitmeyi başardık. Yani planımız ilk yarı için tuttu. Her maçta olduğu gibi Merih, tam bir savunma bakanı olduğunu daha ilk 45'te gösterdi. Bu arada tribünlerdeki taraftarlarımızın oluşturduğu coşku ve kırmızı-beyaz renk cümbüşünü görünce deplasmanda değil de sanki Türkiye'de gibiydik. Şenol Güneş, ikinci yarıda ön alan baskısı yapmak ve daha önde kalabilmek için Okay'ın yerine Hakan Çalhanoğlu hamlesini yaptı. İkinci yarıya daha cesur bir futbol anlayışı ile başlayarak rakibin baskısını kırdık. 60'ta maçın en net pozisyonunu biz yakaladık. Hakan Çalhanoğlu, Burak'a 'al da at' dedi. Burak karşı karşıya pozisyonda topu üstten auta attı. Ardından Ozan ile girdiğimiz pozisyon, Fransızları tedirgin etti. 72'de giren Giroud, 4 dakika sonra bizi kahretti. Kornerden gelen topa iyi yükselen Giroud, kafa ile topu ağlarımıza gönderdi. Geride kalan 7 maçta sadece 2 gol yemiştik. Bu golleri de duran toptan yemiştik. Dün de yine duran toptan yedik golü. Hakan Çalhanoğlu ortaladı, Kaan nefis bir kafa vuruşu ile beraberlik golünü attı. Süpersin Kaan! Aferin Kaan... Bana göre bitti bu iş. Bu 1 puan, Türkiye için EURO 2020 kapısını ardına kadar açtı. Bravo çocuklar! Hak ettiniz | Gürkan Kubilay Bu kadar gergin ortamda sakin başladı çocuklar. Kendilerine güvenliydiler başlarda. İlk 10 dakika dolduğunda kalemize denenen şut bile yoktu. Öyleki, 15 dakika dolduğunda topla % 55 oynayan bizdik. Takım olarak geriye iyi dönüyor, alanı iyi kapatıyorduk. Daha sonra işler tersine döndü. 17. dakikada Mert, süper iki kurtarışla gol izni vermedi. Sıkıntımız Coman ve Griezmann oluyordu bu dakikalarda. Öne pasla çıkamıyorduk, orta sahamızın defansif ağırlıklı olması da bunda etkendi. 15-35. dakikalar arası Fransızlar topa % 60 ile sahip olunca Griezmann dışında, Sissoko da pozisyona giriyor, duran top dahil verdiğimiz 4 pozisyonda Mert 3 kez başarılı oluyordu. Griezmann'ın uzak şut denemesi de bizde kalp çarpıntısı yapıyordu. Tek bir şutumuzun; o da son dakikalarda geldiği ilk yarıyı kalemizde 13 şut görüp ama gol yemeden kapatmak şansla karışık başarı idi. 2. yarıya Hakan-Okay değişikliği ile başladık. Sakatlıktan Zeki çıktı, Kaan girdi. Daha iyiydik. Hakan'ın önüne bıraktığı topla Burak ile ilk, Ozan ile ikinci gol pozisyonumuzu bulduk. Seyircimiz stadı zaten Türkiye atmosferine sokmuştu. Merih ve Mert sahanın en iyileriydi. Fransa değişikliği ancak 72. dakikada hatırladı. Giroud girdi. Duran topları karşılamada sıkıntı yaşıyorduk, golü de Giroud kornerden attı. Son hamle Cenk-Ozan oldu. Duran toptan gol beklediğimi Twitter'dan yazmıştım. Oyuna sonradan dahil olan iki adamdan Hakan şahane ortaladı, Kaan da kafayla tamamladı ve Mehmetçik selamını yine çaktık. Bu şartlarda alınan bu sonuç büyük bir başarı. Şenol hocama ve aslan parçası çocuklarımıza minnet ve teşekkürlerimizle. Selama devam | Reha Kapsal Fransa'ya karşı referans alacağımız 3 önemli nokta vardı. Bunlar Konya'daki ilk maçta en iyi şekilde yaptığımız savunma organizasyonu, kontrataklar ve etkili kullandığımız duran toplardı. İlk maçta da duran toplardan neticeyi almıştık. Deplasmanda oynadığımız bu maçta özellikle ilk yarıda savunmada yerleşim pozisyonlarımız, hücumda da pas kalitesi ve tercih hataları yüzünden etkisiz olduk. Burada oyuncu profilleri öne çıktı. Topa sahip olarak oynama özelliği fazla olmayan futbolcular sebebiyle çok basit top kayıpları yaptık. Böyle olunca da geriye çok yaslandık. Fransa savunmada büyük boşluklar bırakarak riskli oynadı. Burada doğru hızlı hücum geçişleri ve kontrataklar yapabilseydik bu kadar eksik oyuncumuza rağmen galibiyetle dönebilirdik. Tabii ki topu hücuma taşıyan kenar oyuncu eksikliği de bu maçın en önemli unsuruydu. Burak'ın uzun süreli sakatlığı sonrası 3 gün arayla 2. maça çıkması fiziksel eksikliği bariz olarak görüldü. Cenk de Everton'da fazla şans bulamadığı için hamle ouyncusu olarak kullanıldı. Bu da hücum gücümüzü ve çeşitliliğimizi etkiledi. Cengiz ve Abdülkadir Ömür gibi oyuncuların eksikliğini hissettik. Buna rağmen Hakan Çalhanoğlu'nun 2. yarı oyuna girişiyle zaman zaman topa sahip olmaya başladık. Duran toptan yediğimiz gole aynı şekilde karşılık verdik. Hakan'ın kullandığı kaliteli serbest vuruşu Fransızları çok sevdiğini Konya'da gösteren Kaan Ayhan golle buluşturdu. Bu golle gruptan çıkmayı yüzde 99 garantiledik. Son Dünya şampiyonu Fransa grupta 2 maçta bizden 1 puan aldı. Sadece 1 gol atabildi. Biz ise onlara 3 gol attık. Bu da başarımızı net şekilde gösteriyor. Milli Takımımızın Fransa'ya 2 maçta da mağlup olmaması, 8 maçta sadece 3 gol yiyerek son 2 karşılaşmaya gelmesi hem teknik kadronun hem de futbolcuların büyük başarısıdır. Arnavutluk maçından sonra Kadıköy'den Mehmetçik'e selam yollamıştı oyuncularımız. Asker selamını Fransa deplasmanındaki maçta da sürdürdüler. Burak Yılmaz sinirimi bozdu | Erman Toroğlu Evet, Fransa ile berabere kaldık. Ama ey Şenol Güneş, kulüp takımında Burak'a sahip çıkabilirsin. Ama senin A Milli Takım'da Burak Yımaz'a bu tarz ve bu şekilde 90 dakika tahammül ederek benim sinirimi bozmaya hakkın yok. Ayıptır ya! Manevi çocuğunsa başka yerde kullan! Bizim takımda dün gece maalesef, futbolcular üzerindeki yük eşit dağılmadı. Bir tarafta Çağlar Söyüncü'ye, Merih Demiral'a ve İrfan Can'a bakıyorum... Diğer tarafta Ozan Tufan ile Burak Yılmaz'a bakıyorum. Ayıptır arkadaşlar! Ama maç berabere bitti ya şimdi çıkıp herkes bırakın tenkit etmeyi, 'Hepsi başarılı oldu' diyecek. Ama böyle zamanlarda çıkıp hatayı söylemezsen devamında başarı gelmez. Takımın en iyi adamı kalecimiz Mert Günok... O zaman bu neyi gösteriyor? Fransa bizden iyi oynadı. Peki biz pozisyon yakaladık mı, yakaladık. Ama bazı futbolcular can-ı gönülden kanının son damlasına kadar mücadele ettiler, Burak gibileri de sahada gezdiler. Türkiye'de bu işler oluyor ama Avrupa'da hakemler yemiyor. Allah var Alman hakem 80 dakika bizim aleyhimize hiç düdük çalmadı. Ama sonra adamı sinirlendirdik üst üste sarı kartlarla hakemi de aleyhimize çevirdik başarıyla... Hakan Çalhanoğlu'na Türkiye'de maalesef büyük haksızlık yapılıyor. Zaten bu kamuoyu baskısıyla Şenol Güneş de buna uydu ve Hakan Çalhanoğlu'nu gereksiz yere ilk 11'e koymadı. Milan'da oynayan Hakan Çalhanoğlu mu bu takımda oynar? Fenerbahçe'de oynayan Ozan Tufan mı maça başlar? Bazı şeyleri tenkit ederken dikkat etmek lazım. Allah'tan yediğimiz gole çabuk karşılık verdik. Bir tarafta Burak Yılmaz, bir tarafta oynatmadığın Cenk. Yahu zaten Burak Türkiye'de sakatlıktan yeni çıkmış, doğru dürüst de oynamıyor. Öteki adam İngiltere'de antrenman yapıyor. Beşiktaş'ta sakat olan oynamayan adam bir tarafta, İngiltere'de antrenmana çıkan adam diğer tarafta. Kesinlikle İngiltere'de antrenmana çıkan adamı tercih ederim. Sahada gezen, mücadele etmeyen, arkadaşlarına omuz vermeyen futbolcuları bir kenara bırakıyorum. Can-ı gönülden mücadele eden bütün futbolcuları tebrik ediyorum.