Sonuca şaşırmadan veya "nasıl olur?" demeden, lig ikincisi ile 15.'sinin karşılaştığını da anlamanız lazım. Oyuncu kalitesinde çok fark olmasa da birisi ötekinden daha iyi yönetiliyor. "Neden böyle?" diye bir merakınız varsa, Mister Comolli'yi aramanızı tavsiye ederim. Ali Koç ve arkadaşlarına ne dediyse, onları nasıl (!) inandırdıysa, belki sizi de ikna eder.
Dr. Gürkan Kubilay: Bu 11'i bozma
Ligin "pozisyonları gole çevirme oranı" % 17.5 ile en yüksek takımı Kasımpaşa ile, % 8.5 ile en düşüklerinden Fenerbahçe'nin maçı çok hızlı başladı. Kasımpaşa kaçırdı, Ekici de kaçırdı. Sonra Kasımpaşa penaltı kazandı, % 33 gol yüzdesi olan Diagne'ye Harun izin vermedi. Dönüşünde Eduok'un golünü VAR iptal edince kamuoyunun kafası karıştı. Tüm bunlar daha ilk 10 dakikada oluyordu.
İlk 15 dakika topa hükmeden Kasımpaşa idi ama Fenerbahçe de kornerde ve Barış ile sağ kanatta etkiliydi. 17 dakika geçtiğinde 3'er tane pozisyonlarının olması maçın nasıl başladığını anlatıyordu. Sonunda da maçın iyisi Trezeguet, diğer iyisi Diagne'ye muhteşem pas ile gol attırıyordu. Gol sonrası Barış, Valbuena ve Mehmet ile kenar topları getirmeye başladı Fenerbahçe. Ama duran top dönüşü, ilk yarı gereksiz çalımlar atan Elif'in hatasını, Eduok değerlendirse sıkıntı büyük olacaktı. İlk yarıda takımın iyisi pas, şut, orta seçeneklerini iyi kullanan Ekici idi.
Valbuena'nın, korner dönüşü ortası, ilk yarının kötüsü Roman'a golü attırıyordu. Ama Özgür Çek'in kendi kalesine attığı gol de bir duran top dönüşünden geliyordu. 2. yarıya da iyi başladı ev sahibi. Ama, kornerde uyuyunca Diagne atıverdi yine golünü.
Sakatlıktan Ekici-Valbuena ve Benzia-Frey değişti. Takımın pas sayısı azaldı. Eljif ceza alanına daha çok gitti. Bu maçtaki 11'i sakatlık olmadıkça değişmemeli Fenerbahçe'nin... Takım duran toplarda hücum ribauntlarına çalışmalı. Ekici kalite getirdi. Barış daha az telaşlı olmalı. Daha iyi günler var.